Aklını deli sarmalı bir şeye bağladığında..Bütün varın yoğun, hem de kenarda köşede neyin varsa adaklık çıkardığında..matlubun maksudun kör olduğunda, iftirak yüreğinin toprağını derin pulluklarla sürer…Gönül gözünün penceresi yar’a açık..sonra yareye açık..sonra denize..ve fırtınalı gecelerden korkulan ebeveyn telaşları ve korkulu rüyalar işbirlikçiliği ile ne şiş ne kebap öngörüsü feleğin eline şişlerini verir..çillesi boynunda çilelerle örülürsün kader ağları nam ile meşhur…
El hasıl, yabancıyız yerine gelenlerin, gidenler yedekliğinle…Baş harfi tanıdık..iki cümlesi tutuyor koca kitabın..Her tesadüfe bir tevafuk gelinliği,her nazar-ı kasda bir telli duvak..Her yakazaya bir efsun da..Ne çare…
Sırtımda kamburum..kamburumda kalbur zaman..küfemde sarhoş bir ahd sahipsiz…Her ihtimal bir batın..her batın ikizce.Yine de ömrü yetmiyor Leylaların…
Kalbimin kabili kör testerem,habilim kabil değil delsin şu ser zeminin tabanını…
Adavetten müteselli kefaretler arasam kendimi kurtarmaya..veya ben yanayım uğruna vatanın ve yatanın ne menemse kim duyar..havayı bir mücver kokusu sarmış..Eli maşalı masal perisi tüm pembeleri ocağa atmış..İsten bir perde içinde damla sakızlı bir son hatıra kurutuyor kendini de hiçbir şey kalmamış…
Belki de perişan olmuş latife-i sultaniyenin kazıklarını hummalı bir çalışma ile yer ile yeksan edip, aslına rucu edesi aşkların yanık yüzleriyle masivaya dönmüş, gayr olmuş her şeyden, hem benden de teberi edip Müberra bir sehere ağzını dayayıp kana kana can içmekte var …
Müesir ve müyesser eşref-i evkata münhasır…Şuzuzata tabi..İhsan ile vafi kerem ile safi..Hasıl-ı kelam;Ya Baki entel Baki-Ya Baki entel Baki…


m.safitürk