Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Oya gedik
Oya gedik

İbn_i Sina!

Yorum

İbn_i Sina!

6

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1797

Okunma

İbn_i Sina!

İbn_i Sina!

Ben tıbba inansamda , İbn_i Sina’nın bilgileriyle iyileşirim..
Şunu da eklemek isterim , ben boyun fıtığına yakalanmıştım, çok kitap okumaktan ve de yazmaktan.Uykularım haram olmuştuu ağrılarımdan, İbn_i Sina’nın kitaplarında bulduğum , yıkanmamış koyun yününü bir beze sarıp ağrıyan bölgeye bağlamamızı önermişti, hemen Eskişehir’den bir arkadaşım temin etti bir yıl boyunca bağlı gezdim ve şu an hiç bir ağrım kalmadı boyunda. Kızım aramıştı birgece anne ağrıların nasıl, koyunları bağlayıp yattım şu an dedim, kahkahayla gülmüştü, bağla melesinler bakalım ... Çocuklarım bu tür uygulamaları hiç kaale almazlardı, boyun ağrımdan kurtulunca şok geçirdiler.
Ben her İbn_ i Sina’ın kitaptaki önerileri uyguladığımda şok geçirmekteyim...

Rahmetler yağsın nur içinde yatsın mekanı cennet olsun...


Felsefe, matematik, astronomi, fizik, kimya, tıp ve müzik gibi bilgi ve becerinin çeşitli alanlarında seçkinleşmiş olan, İbn-i Sinâ (980-1037), matematik alanında matematiksel terimlerin tanımları; astronomi alanında ise duyarlı gözlemlerin yapılması konularıyla ilgilenmiştir.

Astroloji ve simyaya itibar etmemiş, Dönüşüm Kuramı’nın doğru olup olmadığını yapmış olduğu deneylerle araştırmış ve doğru olmadığı sonucuna ulaşmıştır. İbn-i Sinâ’ya göre, her element sadece kendisine özgü niteliklere sahiptir ve dolayısıyla daha değersiz metallerden altın ve gümüş gibi daha değerli metallerin elde edilmesi mümkün değildir.



İbn-i Sinâ, mekanikle de ilgilenmiş ve bazı yönlerden Aristoteles’in hareket anlayışını eleştirmiştir. Aristoteles, cismi hareket ettiren kuvvet ile cisim arasındaki temas ortadan kalktığında, cismin hareketini sürdürmesini sağlayan etmenin ortam, yani hava olduğunu söylüyor ve havaya, biri cisme direnme ve diğeri cismi taşıma olmak üzere birbiriyle bağdaşmayacak iki görev yüklüyordu.

İbn-i Sinâ, bu çelişik durumu görmüş, yapmış olduğu gözlemler sırasında hava ile rüzgârın güçlerini karşılaştırmış ve Aristoteles’in haklı olabilmesi için havanın şiddetinin rüzgârın şiddetinden daha fazla olması gerektiği sonucuna varmıştır. Oysa bir ağacın yakınından geçen bir ok, ağaca değmediği sürece, ağaçta ve yapraklarında en ufak bir kıpırdanma yaratmazken, rüzgâr, ağaçları sallamakta ve hatta kökünden kopartabilmektedir; öyleyse havanın şiddeti, cisimleri taşımaya yeterli değildir.

İbn-i Sinâ, her şeyden önce bir hekimdir ve bu alandaki çalışmalarıyla tanınmıştır. Tıpla ilgili birçok eser kaleme almıştır; bunlar arasında özellikle kalp-damar sistemi ile ilgili olanlar dikkat çekmektedir. Ancak, İbn-i Sinâ dendiğinde, onun adıyla özdeşleşmiş ve Batı ülkelerinde 16. yüzyılın ve Doğu ülkelerinde ise 19. yüzyılın başlarına kadar okunmuş ve kullanılmış olan "el-Kânûn fî’t-Tıb" (Tıp Kanunu) adlı eseri akla gelir.

Beş kitaptan oluşan bu ansiklopedik eserin birinci kitabı, anatomi ve koruyucu hekimlik, ikinci kitabı basit ilaçlar, üçüncü kitabı patoloji, dördüncü kitabı ilaçlarla ve cerrahi yöntemlerle tedavi ve beşinci kitabı ise çeşitli ilaç terkipleriyle ilgili ayrıntılı bilgiler vermektedir.

İbn-i Sinâ’nın söz konusu eseri incelendiğinde, konuları sistematik bir biçimde incelediği görülür. Tarihte ilk defa, tıp ve cerrahiyi iki ayrı disiplin olarak değerlendiren İbn-i Sinâ, cerrahi tedavinin sağlıklı olarak yürütülebilmesi için anatominin önemini özellikle vurgulamıştır. Hayati tehlikenin çok yüksek olmasından ötürü pek gözde olmayan cerrahi tedavi ile ilgili örnekler vermiş ve ameliyatlarda kullanılmak üzere bazı aletler önermiştir.

Gözle de ilgilenmiş olan İbn-i Sinâ, döneminin seçkin fizikçilerinden İbn-i Heysem gibi, Göz-Işın Kuramı’nı savunmuş ve üst göz kapağının dışa dönmesi, sürekli beyaz renge veya kara bakmaktan meydana gelen kar körlüğü gibi daha önce söz konusu edilmemiş hastalıklar hakkında da ayrıntılı açıklamalarda bulunmuştur.
İbni Sina

İslam düşünce tarihinin en büyük isimlerinden olan İbni Sina’nın bu seçkinliği, birçok yönden özgünlük taşıyan, ayrıntılı ve mükemmel bir sistemle sunulmuş felsefesinden ileri gelir. İbni Sina, ilahiyattan ahlak ve siyasete kadar felsefenin o dönemdeki bütün disiplinlerini ele almış; ayrıca başta tıp olmak üzere, pozitif bilimlerde de söz sahibi olmuştur. Helenistik dönemde yeni Platoncu bir kimliğe büründürülmüş olan Aristotelesçiliği, felsefe yöntem ve ölçüleri içinde kalarak İslami bir söylemle ortaya koymaya çalışmış; Gazali, Fahreddin Razi, İbni Teymiyye gibi İslam dünyasında çok etkin olan bilginlerin ağır eleştirilerine karşın «eş-Şeyhu’r-Reis » (baş üstat) ünvanını bütün dönemlerde korumuş; tıpta ise modem tıbbın doğuşuna kadar Doğu ve Batı’da otorite sayılmıştır.

BAŞLICA ESERLERİ :
El-Kanun fi’t-Tıb ("Hekimlik Yasası"); Kitabü’l-Necat ("Kurtuluş Kitabı"); Risale fi-İlmü’l-Ahlak ("Ahlak Konusunda Kitapçık"); İşarat ve’l-Tembihat ("Belirtiler ve Uyarılar"); Kitabü’ş-Şifa ("Sağlık Kitabı").
_________________________________________________________________________
Ben tıbba inansamda ; elimde İbn_i Sina’nın kitabınla gezerim ve bir aspirin dahi içmem...
Sevgili hipokratçılar umarım bana kızmazlar...
Vefa borcum,
Rahmetler çok değerli İbn_i Sina...

Saygılar Okurlar..

Oya Gedik
(Alıntı)

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İbn_i sina! Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İbn_i sina! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İbn_i Sina! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
19.1.2011 22:26:25
Oya hanım... Yazınızı ilgiyle okudum... İbn-i sina Sinanın oğlu demek....Acaba gerçek adı neydi?...Onuda araştırıp bulursanız bilgilendirmeniz tam olacak.

selam ve saygılarımala...
gül peri
gül peri, @gulperi
19.1.2011 17:20:24
10 puan verdi
Sevgili Oya Hanım.
Şu anda ben de aynı dertten muzdaribim.
Nete giremiyor.
Yazmakta okumakta zorlanıyorum.Ben de sizin gibi alternatif tıbba inananlardanım.
İlaç kullanamıyorum.
Daha öceki mısır yazınızı da hayret ve takdirle okudum.
Kirli yün meselesini hemen yapacağım.
Lokman Hekim nur içinde yatsın Ölüme de çare bulmuş da rivayete göre defterinin arasından yazdıkları rüzgarla nehire düşmüş.
Paylaşım için teşekkürler.Selam sevgimle.
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
19.1.2011 11:17:09
yine bir güzellik usta kalemden.....şimdi eşim görev verdi koyun postu bulmak için neler çekiyor....garibim....sağolasın...varolasın
Etkili Yorum
Haticcay
Haticcay, @haticcay
19.1.2011 09:43:51
10 puan verdi
Neden kızsınlar ki sonuçta O tüm dünyaca bilinen, kitapları üniversitelerde yıllarca okutulmuş bir Tıp Bilgini
İllede her rahatsızlıkta kimyasal bileşik kullanılacak diye bir kaide yok
Boyun fıtığı ile ilgili anınızı da keşke yazınıza eklemiş olsaydınız .
Allah gani gani rahmet eylesin.
Bel fıtığı ile ilgili mısır koçanı anınızda çok ilginç ve güzeldi.
Tüm dünyada değeri bilinen İslam Alimi'ni anmamıza vesile oldunuz. Çok teşekkürler. Dilerim güne secilir

ÜZÜMKARASI tarafından 1/19/2011 10:13:28 AM zamanında düzenlenmiştir.
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
19.1.2011 08:43:04
Çok etkilendim. Ben de düşünürüm bazen. Eskiden teknoloji bu kadar ileride değilmiş ama o kadar derde deva bulunmuş ki. Pek çok hastalık, aşı, fizik kanunları vs. o zamanlar bulunmuş.

Ben de kızınız gibi şok geçirdim. Ama bunlar gerçek. Teşekkürler verdiğiniz bilgiler için. Nur içinde yatsın. Sevgilerimle..
incidal
incidal, @incidal
19.1.2011 01:44:23
Güzel bir yazı.Aynı düşünceleri paylaşıyorum.İlaç son çare olmalı.selamlar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL