KEÇİÖREN EĞİTİME DESTEK MERKEZİ

KEDEM

Öncelikle satrancın çocuk üzerindeki rolünden bahsetmeliyim.
Çocuğun bedensel, zihinsel ve duygusal olarak eğitimine katkıda bulunur satranç sporu.
Evet, satranç bir zihin sporudur. Çocuk çevresini tanır ve sosyal yönü gelişir.
Satranç bir tür yaşam, yaşam bir tür satrançtır Benjamin Franklin’e göre.
Aslında satranç hayatın küçük bir modelidir.

Çocuğun eğitiminde satrançtan yararlanmak lazımdır. Hayata yönelik mesajlarımızı satranç üzerinden daha eğlenceli ve öğretici şekilde çocuğa ulaştırabiliriz.
Satranç sadece bir oyun değildir. Ardındaki fikir birikimi ve felsefesi çocuğa gerekli dozda verilmelidir. Arzu edilen maksimum fayda sağlanmalıdır.

Sıcak bir ortamda yapılan eğlenceli bir eğitim bazen klasik ( didaktik ) eğitimden faydalı olmaktadır. Çocuk verilmek istenen mesajı satranç oynarken kendiliğinden alır.
Satranç bir mücadele ve başarı yöntemidir.
Azim, fedakârlık, sabır gibi nice değerli kavramları özümser. Satrancı hayatın bir simülasyonu olarak görmeye başlar ve plan yapmayı öğrenir.
Konsantre, canlandırma, yaratıcılık, güven, hafızayı kullanma, zamanı verimli kullanma, gibi pek çok yetenek geliştirir.
Kaldı ki; doğru bile ancak kendi zamanında yapılırsa doğrudur.
Ayrıntılara dikkati artar. Zaman baskısı yüzünden hata yapma oranı düşer. Diğer derslerini ve hayatını uygun zamanlama yaparak daha başarılı planlar. Satranç oynayan çocukta panik atak daha az görülür.
Oyun sırasında kişiliğini açığa vurur ve daha net gözlemlenir.

Umutsuzluk, karamsarlık, dengesizlik, yalnızlık ve kural tanımazlık gibi ruhsal boşluklara düşmez. Ruhsal boşlukları dolduran eşsiz bir oyundur satranç.
Çocuğu suç ortamından uzak tutar.
Hayata bağlayıp, sorun çözme becerisini artırır.
Satrançta da hayatta da öyle anlar vardır ki bir hamle hayatı değiştirir.
Öğreten, analitik düşünme yetisi kazandıran öğrenmenin öğretilmesini sağlayan bir güzel oyundur. Entelektüel bir oyundur. Çocuğu her yönden destekler ve tamamlar.
Dört yaşından itibaren öğrenilebilen ve her yaşta oynanabilen bu güzel oyun yaşlılara da sayfalar halinde sayabileceğimiz yararlar sağlar.

Bunca faydaları olan uğraş sadece küçük bir başlık halinde KEDEM’in öğretim listesinde yer almıştır.

Keçiören Eğitime Destek Merkezi son zamanlardaki büyük çabası ile göz doldurmuştur.
Dikkatleri üzerine çekmiştir.
Orta öğretimdeki öğrencilerimizin eğitimine destek amacı ile kurulan Kedem’in pek çok dalda başarılı ve etkin çalışmaları Televizyon ve basına da yansımıştır.
Ücretsiz verdiği ve derslere yardımcı olan kurslar ile yetinmeyen Kedem Kadınların eğitimine destek programları da hazırlamıştır.

Keçiörenlilerin yakından tanıdığı bu merkezler Ankara ve Türkiye’ye örnek olacak modeldir.
Bu merkezlerde öğretmen ve amirler imkânsızlıklara bakmadan fedakârca çalışmaktadır.
Bu insanlar paraya değil, eğitime sevdalıdır.
Koltuğa ve rahata değil hizmete taliptirler.

Kedem’lerin hayret edilecek başarı öyküsü beklide buradan kaynaklanmaktadır.

Etkili eğitimini sürdüren bu merkezler başarıyı hedeflemişlerdir. Öğrenciyi sıkmadan başarıya ulaşmaktadırlar.

TV kanallarına ve gazetelere gezilere götürülen öğrenciler hayatı daha yakından tanıma imkânı da bulmaktadırlar.

Marifet iltifata tabidir ama bu yazıyı Kedemleri övmek için yazmadım.
1974’ten beri Keçiören de oturan bir Keçiörenli olarak bu merkezlerden daha fazla istifade etmek gerektiğini belirtmek için yazdım.
Menfaatinizedir her hangi bir Kedem merkezine uğramanız.
Güler yüzlü insanlar göreceğinize emin olabilirsiniz.

Küçüklüğümde hep Satranç federasyonunun içini merak ve hayal ederdim.
Görmek otuz yaşımda nasip oldu.
Yerli ve Rus şampiyonların olduğu ve Satranç milli takımının yetiştirildiği bu seçkin merkez ne yazık ki yeterince tanınmıyor.
Kedem’in ve diğer devlet okullarının bu federasyona geziler düzenlemesini çok isterim.

Artık hayal etmeyelim. Hayalleri gerçek edelim.


ENGİN TATLITÜRK.