Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
zogolok
zogolok

BAŞ -KAFA ÜSTÜNE

Yorum

BAŞ -KAFA ÜSTÜNE

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

992

Okunma

BAŞ -KAFA ÜSTÜNE

Baş,vücudumuzun üst kısmında bulunan,gövdemizden küçük olduğu halde,onu ve bütün benliğimizi yöneten bir nesnedir.Kimi yerde<<Kafa>>deriz kendisine,kimi yerde de <<Baş>>...Ve üstelik,bunlar yetmemiş gibi aynı anlama gelen,arapça<<Ser>>kelimesini almış ve bileşik kelimeler,deyimler yapmışız:<<Serhoş,serseri,sermaye,sersem,serhat,sergüzeşt,serüven,serdar,server,sername,serdengeçti...v.b. gibi.>>

Baş’la ilgili deyimler pek çoktur dilimizde.Yükselmek,yönetici olmak,<<Başa geçmek>>diye dalandırılır.Sivillere ya da yöneticisiz kalmış kişilere,topluluklara<<Başıbozuk>>damgasını yapıştırırız.Parmağımızın en birincisi ,en irisi<<Baş parmak>>tır.Yüksek bir yere çıkınca,Başımız döner,<<Baş dönmek>> deyimi ayrıca<<Ne oldum delisi>>olup ne yaptığını bilmeyenler için de kullanılır.Bu konuda şöyle bir halk şiiri vardır,İstanbul’a çalışmaya gidip de dönmeyen sevgilisi,ne geri geldiği ne de bir haber verdiği için yavuklusu ona kızar,ilenir ve:

<<Ahrette de İstanbul yok gaçasın

Yalan gerçek defterini açarsın

Galata Köprüsünü sanıp Sırat’ı

Başın döne aşşağıya uçasın...>>

deyiverir.

Çok şaşırır,ummadığımız bir şeyle karşılaşırsak,sanki<<Başımızdan aşağıya kaynar sular dökülür>>gibi olur.Dostlarımıza<<Başımdan neler geçti bir bilsen>>diye dert yanar,eğer çok çile çekmişsek:<<Başıma gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiştir>>diye yakınırız.

<<Al eline kalemi

Yaz başına geleni>>diye şiirsel bir deyim vardır bu konuda<<Peki>>yerine<<Başüstüne>>denir kimi yerlerde.Şair Nedim yazdığı<<Müstezat>>ta sevgilisine:

<<Sen kim gelesin meclise bir yer mibulunmaz

Baş üzre yerin var>>diye seslenir...

Bir şeye kızınca<<Başımıza cinler,periler üşüşür>>,ağaç kesmenin çok kötü bir şey olduğunu belirtmek ,için:<<Yaş kesen baş keser>>deriz.

Eskiden savaşlarda<<Baş kesmek>>yiğitlikti.Baş kesip ,kan dökmeyeni yiğitten saymazlardı.Bunun için cesur gençler bu yolda başlarını esirgemezler,en önde savaşıp,en başta çarpışarak<<Serdengeçti>>olurlardı.Kimi gençler de sevgilileri için yaparlardı bu işi.

<<Arabaya taş koydum

Ben bu yola baş koydum

Seni gelecek diye

Sağ yanımı boş koydum>>

türküsü belki de böyle gençlerin hislerine tercüman olmaktadır...

Birisiyle aynı duruma,aynı seviye gelmek:<<Başa baş>>olmak diye tanımlanır.Gemiler<<Baştan kara>>iseler,durumları fenadır,artık içindekiler<<Başının çaresine>> bakmalıdırlar.

Başımız sık sık ağrır.<<Baş ağrısı>>oldu mu bir kişide,artık alt üst olur onun her işi...Onun için onun yanında fazla çene çalıp<<Baş ağrıtma>>malıdır.Hele<<Başım ağrıyor>>dedi mi karısı:

<<Oy başına kurban olayım

Varayım çarşıya gideyim

Başına ilaç alatım>>

deyip hemen toz olmalıdır oradan koca,yokas kendi başı da ağrıyabilir,<<Başa gelen çekilir>>derler ama<<Baş ağrısı>>çekilmez....<<Başgöz>>etmişlerdir bir kere ikinizi,başka çare yok,<<İşim başından aşkın>>deyip ilgisiz davranmayın sakın ha...Yoksa eşiniz:<<Ah,benim başımı yaktılar>>der yakınır sizden,komşular bire bin katarlar,<<Başı gülmedi tazenin>>diye dedikodu ederler,sağda solda,<<Başınıza kakarlar>>her şeyi...

Neyse şakayı bırakalım da biraz daha ciddi konulara değinelim...

Dilimizde<<Başlık,başucu,başına buyruk,başlangıç,işin başı,ustabaşı,başlamak...>>gibi deyimler vardır,başla ilgili.<<Kuşbaşı et>vardır,<<Koyun başı ,öküz başı,devenin başı vardır>>Rolün en önemlisine:<<Başrol>>,artistin en iyisine:<<Baş artist>>deriz.Baştan türemiş<<Başakan,başbakan,başbuğ,baş muavin,baş yardımcı>>sözlerini de çok kullanırız.

<<Başından büyük işlere girme>>,<<Kel başa şimşir tarak>>,<<Balık baştan kokar>>,<<Ne gelirse başa gelir>>,<<Başa gelen çekilir>> gibi atasözü ve deyimlerimiz vardır,başımıza kötü bir şey gelmesini önlemek için,öğüt mahiyetinde...

Başı ayağı çıplak kişilere:<<Yalın ayak,başı kabak>>deriz.İhtiyara:<<Yaşlı başlı>>gözüyle bakarız,<<Yaşını başını almış>>deriz.<<Başımıza bir iş açılmasın>>diyedua ederiz Tanrıya.Başına şapka,kasket vesaire gibi başlıklar giymeden dolaşanlara <<Başı açık>>geziyor deriz.Bir yakını ölenleri <<Başın sağ olsun>>diye teselli ederiz.Aklımda kaldığına göre,Tevfik Fikret’in bir şiirinse:<<Baştan ayağı çıplak>>deyimi geçiyormuş,müstehcen bulmuşlar,o da:<<Başı ve ayağı çıplak>>olarak değiştirmiş...Şimdiki halimize bakıyorum da bu işe gülmek mi ağlamak mı lazımibir türlü kestiremiyorum doğrusu...

Kimisi uysaldır,dalkavuktur insanların,her şeye<<Baş sallar>>,<<Olur>>der ya da karışmaz.Ama kimi de <<Baş eğmez>>.Baki gibi:

<<Baş eğmeziz edaniye dünya-yı dun için

Allahadır tevekkülümüz,itimadımız>>

<<Baş kaldırdı>>diye tarihte böyle davranan çok kimseler başından olmuş,başları kesilmiştir hepsinin.Ok yaydan çıktıktan sonra<<Başını alıp gitmek>>mümkün değildir artık,ya serden geçeceksin ya yardan...

Kaygusuz Abdal’a göre:

<<Bu adem dedikleri

El ayakla baş değil

Adem manaya derler

Suret ile kaş değil>>dir.

Tevfik Fikret:<<Devenin Başı>>şiirinde:temsili istiare yaparak:

<<Vaktiyle büyük bir devenin bir başı varmış...

Başsız deve olmaz ya,masal,neyse;bütün gün

Yaz kıi,bu beyinsiz,bu çürük baş

Çöl,kır,tepe,dağ,taş,

Biçareyi bihude sürükler ve yorarmış...>>

diye başlar söze.<<Allah kimseyi düşürüp kuyruğa baktırmasın>>diye ekledikten sonra şiirini:<<Haksızlık eden başları bir gün..koparırlar.>>diye bitirir.

<<Eğilmez başın gibi

Gökler bulutlu efem

Dağlar yoldaşın gibi

Sana ne mutlu efem>>

diye seslenir.

Ahmet Haşim;çirkin olduğu için başını hiç sevmez:<<Başım>>şiirinde:

<<Bilhaber göğdeme gelmiş konmuş

Müteheyyic,mütekallis bir baş;

Ayırır sanki bu baştan etimi,

Ömr-ü ehrama muadil bir yaş!>>

diye başlar...Tanrıya:

<<Ah Yarabbi,nasıl birleşti

Bu çetin başla bu suçsuz bedenim?>>

diye sorduktan sonra da başını ifrite benzetir’...

Fuzuli,ünlü<Su Kasidesi>>nde:

<<Hak-i payine yetem der ömrlerlerdir muttasıl

Başını taştan taşa vurup gezer avare su>>

diyerek<<Hüsnü Talil >>sanatı yapar ve taşlık yerlerde akan suyun Hz. Muhammedin ayağına erişmek için uğraştığını bu uğurda erişmek için uğraştığını,bu uğurda başını taştan taşa vurduğunu belirtir.

Şimdi gelin,bir de <<Baş>>la aynı anlamda olan <<Kafa>>yla ilgilenelim...Birisi desteksiz atar,çam devirirse:<<Kafa göz yardı>>deriz.Akıllılar bizce<<Çok kafalı>>dırlar,akılsızlar ise <<Kafasız>>...Birisi atıp tutarsa:<<Kafa ütüledi>>,eğer onun yerli yersiz sözlerinden bunaldıysak,<<Kafam kazan gibi oldu>>deriz.Eğer birisinin kafası boş ,hiçbir şeyden haber yoksa,ahmaksa,onun için:<<Nato kafa nato mermer>>deyimini kullanırız.Nüfus kağıdına:<<Kafa koçanı>>,<<Kafa kağıdı>>diyemler vardır.Kafasını insanlıkla ilgili bilgilerle doldurmayan,hayvan gibi sadece yiyip içmek için düşünen kişilerle:<<Kafa kalın,beyin boş;tut kulağından çifte koş>>diye eğlenir,alay ederiz.Modern bir yazara göre de:<<Başarılı insan,başkalarının kafasına attığı taşları,alıp sağlam temelli bina inşa etmesini bilendir>>....
Bu konuda iki fıkrayla konumu bitirmek istiyorum:<<Dağdan koca bir kaya kopmuş ve dağın yamacında öylece asılı kalmış,etrafına birikmişler,<<Düşer mi düşmez mi?><diye tartışırlarken içlerinden birisi kayanın yanına sokulmuş ve kafasını kayanın altına zar zor sokmuş.<<Ne yapıyorsun yahu?>>diye çekmişler geriye...Bir de bakmışlar ki adamın kafası yok...<<Bu adamın kafası var mıydı,yok muydu?>>diye tartışmaya başlamışlar bu sefer de...Derken onların konuşmalarına şahit olan ve o sırada oradan geçmekte olan bir yaşlı başlı kişi:<<Niye boşuboşuna çene patlatıp duruyorsunuz yahu>>demiş.<<Adamda kafa olsaydı başını hiç o kayanın altına sokar mıydı?>>
İkincicisi de şu:<<Adamın birinin kafası portatifmiş,istediği zamançıkarıp takabilirmiş yani...Bir gün kafasını sökmüş ve berbere:<<Şunu traş ediver,benim işim var,görüp geleyim,sonra alırım>>demiş.Ama bir daha kafasını bıraktığı berberin semtine bile uğramamış...Berber bir beklemiş iki beklemiş...sonunda adamın bir akrabasını görünce:<<Söyleyin şu adama yahu,kafasını bıraktı bir daha almaya gelmedi,alsın götürsün şunu>>demiş.Akraba ,bıyık altından gülerek:<<Öyleyse daha çok bekeyeceksin sen onu...O,partiye girdi,siyasete atıldı.Artık kafaya ihtiyacı yok!>>deyivermiş....

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Baş -kafa üstüne Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Baş -kafa üstüne yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BAŞ -KAFA ÜSTÜNE yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL