Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
ab-ı revan
ab-ı revan

KARADENİZ HALKUN DENİZU

Yorum

KARADENİZ HALKUN DENİZU

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

815

Okunma

KARADENİZ HALKUN DENİZU

ve çok uzak,
çok uzaklardaki istanbul limanında,
gecenin bu geç vakitlerinde,
kaçak silâh ve asker ceketi yükleyen laz takaları:
hürriyet ve ümit,
...su ve rüzgârdılar.
onlar, suda ve rüzgârda ilk deniz yolculuğundan beri vardılar.
tekneleri kestane ağacındandı,
üç tondan on tona kadardılar
ve lâkin yelkenlerinin altında
fındık ve tütün getirip
şeker ve zeytinyağı götürürlerdi.
şimdi, büyük sırlarını götürüyorlardı.
şimdi, denizde bir insan sesinin
ve demirli şileplerin kederlerini
ve kabataş açıklarında sallanan
saman kayıklarının fenerlerini
peşlerinde bırakıp
ve karanlık suda amerikan taretlerinin önünden akıp
küçük,
kurnaz
ve mağrur
gidiyorlardı karadeniz’e...

…yola çıktık Karadeniz’e
doğru… Asıl
yolculuğumuz 1920’lerde Suphilerle başlamıştı...
Kavuşmak Karadeniz’e.
Zonguldak’ın merdivenlerinde Ali ile yürümek. Bartın’da Uğur’la öfkemizi bilemek. Sinop’un hani şu ünlü hapishanesini bir fiskede yıkmak, çıkarmak temeline
gömülü binlerce isyankar yüreği. Fatma Hülya’nın Samsun’unu gerçekten kurtarmak, Merzifon’da Özlem ve Serdar’a selama durmak, Ordu’dan Mustafa’yı alıp
Giresun’da Eyüp’le buluşmak…
Trabzon’da Selami’yle, Faruk’la horona durmak. Sarılmak her bir taşına o güzelim Arnavut kaldırımlarının. Muhlama yemek Canan ve Zehra ile Rize’de. Akordion sesinde türkü tutturmak Ümit ile Artvin’de.

Özgürlük sanmak değil, gerçekten hissetmektir yüreğinle,
görmektir gözlerinle. Çayına, fındığına, tütününe karşılık hak ettiğini alabilirsen özgürsündür. Limanlarımızın İsrail’e, Amerika’ya peşkeş çekildiği kağıt parçalarını imzalayanları Karadeniz’e döktüğünde özgürsündür.
“Ya bizden yanasınız, ya da teröristlerden yanasınız” dediğinde, dökülmüş bütün kanların baş sanığı Bush,
görebilmektir nerede olduğunu.
El pençe divan durmadığında sen temsil etmesi için seçtiğin vekil, asıl kendisi baş terörist olan Beyaz Saray sakinlerinin karşısında.
Satıldığında vatan, hiç kafan bulanmadan, hiç denge hesabı yapmadan, hiç “güçlü” olanın karşısında duraksamadan, savunmaktır her bir damla terinle. Ama
öyle belli bir yaşa geldiğinde zorunlu olarak eline aldığın
silahla, giyindiğin üniformayla değil, gerçekten savaşman
gereken yerde olduğunda özgürsündür. O büyük
gazetelerin manşetlerini tersinden okuduğunda, kimin vatan haini, kimin vatansever olduğunu görebildiğinde
özgürsündür.
Her bayrağın kırmızısı vardır bir parça. Akan kanı temsil
eder çoğunlukla. Hepsi birbirine benzese de bayraklardaki bu rengin. Uğruna dökülen kanı, hakettiği tonunda olduğunda elindeki bayrağın kırmızısı. İşte o zaman
özgürsündür.
Ayağa kalktığında öfkenden,doldurduğunda meydanları,
sokakları, bilincindeysen öfkenin, üzerine yürüdüğünün kim
olduğunu tanıdığında gerçekten… sofranda eksik olduğunda aşın, siftahsız kepenk kapattığında, fark
edebilirsen neden yoksul olduğunu… ve eğer binlerle
döküldüğün sokaklarda üzerine yürüdüğün, seni aç, yoksul, geleceksiz bırakanlarsa, işte o zaman özgürsündür. Yani seni yönettiğini sandığın, seni savunduğunu sandıklarını kaldırıp attığında, 60 yıldır bu ülkeyi bağımlı kılanları fark ettiğinde, günlerce, aylarca
bizi oyalayan gündemlerin altındaki gerçekleri gördüğünde yani.
Yani kanmadığında yalanlara, yalancılara. Horonda
vurduğunda ayağını, yüreklerini titrettiğinde zalimlerin.

Bak bitmedi Karadeniz’in kızları, oğulları … Bitmedi Zehralar’ı, Cananlar’ı, Selamiler’i, Eyüpler’i…Duyurulmaya devam edilecek bu ses daima.
Çünkü…

dümende ve başaltlarında insanları vardı ki
bunlar
uzun eğri burunlu
ve konuşmayı şehvetle seven insanlardı ki
sırtı lâcivert hamsilerin ve mısır ekmeğinin
zaferi için
hiç kimseden hiçbir şey beklemeksizin
bir şarkı söyler gibi ölebilirdiler...

selam olsun mustafa suphilere,bedri rahmi eyubogullarina, mahirlere,fikri sonmezlere, fatih oktulmuslere, sinan kukullara, kazim koyuncuya selam olsun...

dinleyin ulkemiz halklari, dinleyin turkler, kurdler, cerkezler, rumlar, ermeniler, pontuslar, hemsinlililer, gurculer, lazlar dinleyin...

o sahiller boyundan zonguldak"tan, sinop"tan, ordu"dan samsun"dan, giresun"dan, trabzon"dan, rize"den, artvin"den mujdeler verecegiz size...

meydanlarimiz esit, adil bir ulke icin haklarini arayan binlerce karadenizli ile dolu diyecegiz...

sehir merkezlerinde, ulkemizde yasanan iskenceleri, hak gasplarini boykot icin toplandi karadenizliler diyecegiz...

irkci , soven, fasist kafalarin linc girisiminde bulundugu iller olarak anilmayacak karadeniz illeri... halklarin kardesligi sloganini daha cok duyacaksiniz karadenizden...

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Karadeniz halkun denizu Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Karadeniz halkun denizu yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KARADENİZ HALKUN DENİZU yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL