9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1330
Okunma

Yılın şu zamanları geldiğinde, garip bir ruh hali çöker, üzerime. Sizin de mi? Hiç şaşırmadım. Yılın bu zamanları; hesaplaşma zamanlarıdır.
Evet, biliyorum. “Sadece yılın bu zamanlarında mı hesaplaşıyorsun kendinle?” Diyorsunuz. Aynen öyle. Buna itirazı olan mı var? Ne yapalım, herkes sizin kadar mükemmel değil, işte!
Düşün, düşün…
Yıllar, çabuk geçti / geçiyor. Ne kadar güzel. Bu, sorunsuz geçtiklerini gösterir. Sorunsuz ve sıkıntısızlar ki, nasıl geçtiklerini anlamamışım / anlamıyorum.
Nasıl bir muhasebe yapmalı? Toplam elli bir yılı mı düşünmeli? Geçtiğimiz yılın sonlarında bıraktığımız yerden mi başlamalı?
Toplam; her zaman iyidir.
…/…
Dün bir dosttan, uzun bir mektup aldım
Beni anlatmış sana ve sen ona
"Unuttum artık onu" demişsin.
Hem bu sözü gülerek,
Medar-ı iftihar ile söylemişsin.
Unutamazsın Nokta Noktam
Unutamazsın!
Çünkü unutmak için
önce unutulmak gerek
Oysaki sen,
Hala bende esen,
Eski kavak yelisin.
Unutamazsın...
Kan değil, tüküremezsin,
Ruj değil, silemezsin
Dişi dudaklarına, dişimle yazdığım
İki heceli erkek adımı
Unutamazsın Nokta Noktam
Unutamazsın!
…/…
Ne kadar çok şey var, unutulması gereken.
Ne kadar çok anı.
Ne kadar çok yaşanmışlık.
Ne kadar çok yanlış
Unutmak gerekir mi? Kim yaşadı onları? Sen, ben, o… E, o zaman niye unutmaya çalışıyoruz ki?
Ne kadar çok insan.
Bir o kadar sima.
Çokça aşk.
Azca mıydı ki Sevgi?
…/…
Seninle biz, halâ bir kabukta
İki badem içi gibiyiz.
Baharsın; kokacaksın
Güneşsin; yakacaksın.
Sabah yatağım kadar rüya dolu
Sabah yatağım kadar sıcaksın
Unutamam
Unutamazsın!
Şimdilik bu kadar.
Öbür mektubuma daha diyeceklerim var
…/…
Kaybettiklerimiz ve kazandıklarımız.
Ne uğruna, neydiler?
Ne için, neyden / nelerden vazgeçtik.
Ne için, neye / nelere katlandık.
Bu kadar derin bir muhasebe olmamalı. Ama oluyor.
Bir sorgulamaysa bu.
Bir hesaplaşmaysa.
Hiçbir şey atlanmamalı.
En dibine kadar inmeli.
Geçmişin.
Öncenin.
…/…
Bu gece yılbaşı.
Bilirsin ki Nokta Noktam
Yılbaşında hesaplanır
Çoğu zaman insanların yaşı.
Bu gece yılbaşı
.../…
Ne günlerdi o günler cancağızım
Ne günlerdi...
Sen, on yedisinde sevgilerin sisinde
Başı duman duman bir kız.
Ben, yirmi üstünde
Gönlü gördüğü her güzelliğe nişanlı
Öylesine bir şair, öylesine bir delikanlı.
…/…
Yanımıza aldıklarımız ve ardımızda bıraktıklarımız.
Yanımıza aldık zannederken, yolda attıklarımız.
Yaşadıklarımız.
Yaşamadıklarımız.
Yaşarız sandıklarımız.
Ya sevdalarımız?
Sevdalandığımızı sandıklarımız.
Bu yanılgı içinde, ömrümüzü adadıklarımız.
Ya da sevmedik zannedip, hayatımızdan çıkarttıklarımız.
…/…
Ne çabuk geçti zaman.
Hey gidi Dünya hey...
Bu gece yılbaşı
Dışarıda kar yağıyor ve tütüyor gözlerimde
Küllenmiş bir mangal gibi eski hatıralar
…/…
Geldiğimiz yol, uzundu.
Uzun olacağı söylenmişti.
Söylenmemiş miydi?
Of! Neyse. Söylendi, söylenmedi.
Yaşadık işte.
Yaşadığımız uzundu.
Ya kalan?
Kalanın ne kadar olduğunu biliyor muyuz?
Alo!
Bir bilen var mı?
Yok mu?
Olsun.
Demek ki gelecek yılbaşı;
Siz, oradaysanız
Ben, buradaysam
Birlikteysek…
Hesap makinelerinizi hazır edin
Küllenmiş hatıraların
Eski zamanların
Yaşanmışların
Muhasebe zamanı.
Ne yapalım;
Masum değilsek, hiç birimiz?
Eser Akpınar
26.12.2010
İzmir
NOT: Yazımda kullandığım “ Nokta Noktam “ başlıklı şiir; Rıza Polat AKKOYUNLU’ ya ait. Şiirin tamamını okumak isterseniz; www.balca.net/siir10089.aspx
Ve,
MUTLU YILLAR; HEPİNİZE, HEPİMİZE.