Bu ülke kurulduğu günden bu yana, CUMHURİYET’in halk iradesi olduğunu, MİLLİYETÇİLİĞİN bir benlik felsefesi olduğunu,ADİL ve DEMOKRAT olabilmenin ne demek olduğunu,ANAVATANIN kucağında,DOĞRUYOL’da olabilmek adına,SELAMET,REFAH,FAZİLET ve SAADET dolu,HÜR TOPLUM olmanın bilincini arayıp dururken hep siyasetin AK, PAK ilkesizliğini görmüştür.
Vicdan muhasebesi yapamayacak kadar acze düşmüşse nefis gayri yapacak bir hamle kalmamıştır o birey için...
Bilginin ışık olup aydınlık bir gelecek vaad ettiğinin bilincine erişemeyen insanların en büyük zaafıdır karaktersizlik.
Oysa bilseler ellerinde tuttukları bilginin onları ne kadar hoşgörü sahibi bir karaktere büründüreceğini asla öyle davranmazlardı...
Etik kuralları olan dünyanın içinde yaşarken bir anda ne oldum havasını teneffüs eden birilerinin elinden tutmuşsa insan önce benliğini sonra da ahlakını kaybetmeye mahkumdur...
Ahlaksızlığı ile iş dunyasının akışına müdahil olacağından dolayı iş dünyası Ahlaktan yoksun bir yapıya hal almaya mahkumdur...
İnsanın insana olan saygısı ve sevgisi ilimin de bir ışığı olacağını hazmedebiliyorsak o zaman bilim kazanır.Ne yazık ki günümüzde insana saygıyı,sevgiyi ikinci plana itmiş durumda olduğumuzdan dolayı ne insanlık, ne de bilim hiç bir şey kazanamaz hale geldi...
Yaşarken çevremize karşı saygı da ve paylaşımda hep bir çıkar düşünüyorsak o zaman kişiliğimizin temelini oluşturan İmanın çıtasında bir düşüş başlamış demektir.
Bu düşüşün temeli de karşılık beklemeden özveri de bulunmayı bilmemekten geçer ilk adım olarak...



ERARENG
Mustafa ARSLAN
15.12.2010
Saat:21.30
İSTANBUL