’Beni anlamadın ya ben ona yanıyorum’

Acaba insanlar birbirini gerçekten anlamaya çalışıyor mu yoksa herkes birbirini formaliteden mi dinliyor?

Anlaşılamamaktan daha kötüsü de var, o da yanlış anlaşılmak.

Uzman açıklamış;

“Yanlış anlaşılma diye birşey yok, sen kendini doğru ifade edemiyorsun.”

Tokat gibi bir cevap aslında. Ama uzman kardeşin de atladığı bir nokta var. Sen ne anlatırsan anlat karşı taraf kendi kapasitesince anlıyor.

Temsil; okullarda öğretmenler (Özel okullara karşı olduğum için örneği devlet okulundan vereyim) 40 kişilik sınıflarda ders anlatıyor ama aynı bilgileri 40 öğrenci farklı algılıyor ki ders notları hepsinin farklı oluyor.

Bazen de önyargıdan oluşan ısrarla yanlış anlama tekniği var ki bunu da zaman zaman hepimiz yapıyoruz, Ne gerek varsa sanki...

Uzman haklı olabilir mi, kendimizi yanlış ifade ediyor olabilirmiyiz gerçekten?

Cümle içinde kötü duruyor, insan üstüne alınmak istemiyor ama yine de yabana atılmaması gereken bir ihtimal.

Ben aslında bu uzmanları da sevmiyorum. Hepsi ayrı bir alamet. Sürekli araştırma yapıyorlar ama araştırmaya katılan vatandaşlar kimdir, nerde yaşar, ne yer ne içer bilinmez. Sanal karakter gibi...

Biraz da, tam anlaşılmak istemiyor muyuz acaba?

Bu da mümkün görünüyor...

Burası İzmir beni hoş görün, yoksa ben de memnun değilim bu kasavetli muhabbetlerden, uzmanlardan, anlamamaktan, anlaşılamamaktan, yanlış anlaşılmaktan v.s den.

Gönül ister ki börtü böcek yazalım “koş kırlara bayırlara, cennet yüklü çayırlara” kıvamında

Böyle bir şarkı var mıydı şimdi ben mi uydurdum onu da bilmiyorum.

Artık uysa da uymasa da...

:) İyi bayramlar