12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2382
Okunma

Bazen bir kitaba sığınırım düşüncelerimin karasında. Cılız da olsa bir ışık bulmak için.
Bazen bir imge seslenir; yol göstermek için duygularıma.
Bazen yürekten bir dua ile yakarırım Tanrı’ya.
Her seferinde, acıyan yürek sesimi duyduğunu kanıtlar.
Bazen derin derin solurum hayatı. Şehrin en yüksek tepesinden izlerim Ankara’yı.
Ufuk çizgisinde, terk ettiğim iki şehrim göz kırpar bana.
Bazen hatalarım ziyaret eder beni.
Geri döndürmek için anı, kendime kızgın bir halde zaman kuyusuna atlarım.
Nafile olduğunu görürüm tüm çabalarımın.
Bazen bir keman sesinin yakarışına sığınır ve acıklı ezgisinde yoğururum iç sancılarımı.
Bazen bir tangonun şehvetinde, tutkuların gelip geçiciliğini hatırlarım.
Bazen kendim olur kabuğuma çekilirim.
Bazen inatçı yanım "inadına kavga" der, inadına haykırmak isterim.
Bazen günler kararır, geceler ışık saçar.
Yorgun bekleyişler ve acıtıcı özlemlerle içime çektiğim oksijen yakar.
Bazen kanat takar okyanus ötesine uçarım.
Bazen her şeyden sıkılır, nefes almayı bırakırım.
Bazen bir tavşanın peşinden giderim; nereye sürüklendiğimi bilmemek heyecanlandırır beni.
Bazen deniz suyuyla kutsarım evimi, derinliğinde boğulurum mavinin.
Bazen masaya kendimi davet eder, iki fincan kahve hazırlayıp karşılıklı sohbet ederim. Sırlarımı paylaşırım güven veren gözlerimde. Beni sevdiğimi duyumsarım.
Bazen şiirlerimde siyahın rengini fazla kaçırırım istemsiz. Beyaza seslenirim hemen. Gri ile daha iyi başa çıkarım.
Bazen seslenirim Orson’a:
Sen!
Rüyalarımın karabasanı
Yarınımın çıkmaz sokağı
Gelgitlerimin sancısı
İçtiğim sigaramın zehiri
Hayal gücümün armağanı...
Gel!
Bazen...
Bazen sus pus olurum kendime…
(…………………………………………………………………………………………………………………………………………)