Dönüp bir de şimdi kendime sormak istiyorum.Bu kaonu da iyice ve derinlemesine ve de tepelemesine saçmaladığıma göre, acaba bende mi ’aşığ’ım . Evet , evet niye olmasın ; ’’aşkından deli oldum ’ , ’aşkından divaneyim ’ , ’ ne söylediğimi biliyormuyum ben ’ demiyor mu ? Aşık olduklarını söyleyenler.Bu gün etrafımıza bakarsak o kadar kişi var ki , Ve de işsiz güçsüz... Ve de ne yaptığını bilmeyen.Adım attığınızda bir ikisine mutlaka çarpıyoruz. Belki de tersi çarpilıyoruz. Hiç ’ kendilerine ’’TİNERCİ GENÇLİK’’ diyen gruplar gördünüz mü ? Tabii ki göremezsiniz. Çünkü onlar ; saat 02,00’den sonra caddelere parklara çıkıyorlar....Toplum ne dediğini , ne yaptığını , ne ettiğini ,ne biçtiğini bilmeyen insanlarla dolu ... Bunları aşık sayabileceğimize göre , ben de kendimden şüphelenmem de haklıyımdır herhalde...Bu parağrafla daha çok yormayayım sizi ..

Benim ki bir anlamda da delikanlılık sayılabilir.Eskiden ’rap’ , ’rap ’ sayıyorduk, şimdi ’rep’ , ’ rep’ söylüyoruz ve dinliyoruz.Keyfimiz , sağlığımız , sıhhatimiz yerinde böyleyken kadınlar kızlar yüzünden karasevdalara .’’ AŞK’’ lara, dertlere düşmye gerek varmı dersiniz. Her halde yer yüzünde her erkeğe bir kadın, her kadına da bir erkek düşer. Ki bilimsel istatistikler bunu doğruluyor...Peşlerine düşerek karasevdalarda yanmak ne kadar akıllıca olur varın siz takdir edin.

Bize sevgi yeter . Kendimizi dağıtmayalım.Aşk saçmalamak , delilik ,dağıtmak , hele güzel bir kadınla seks yapmak hiç değildir. Belki samimi ve çileli bir aşkın ödülü iyi ve güzel bir eş , hayat arkadaşı olabilir. Her şeyi abartan ve bol keseden sallayan şairler anlaşılıyor ki aşk’a da kıymışlar. Alelade hale indirmişler. Hiç olmazsa bu noktada anlaşalım.

Bir de ’AŞK ’ olgusuna kelime anlamıyla bakalım.Tükçe Sözlüklerde , dini ve tasavvufi kavramalra ağırlık veren Abdullan YEĞİN’in ’Yeni Lügat’ında ,sy;39’da ; AŞK: (IŞIK), çok ziyade sevgi, şiddetli muhabbet, sevda, candan sevme, ittibi , alaka ...olarak açıklanmış. Aşk numa ; aşkını bildiren, aşkını gösteren, ... Aşk-ı lahuti; Aşk -ı Hakiki ...Aşk -ı Manevi ...gibi tabirlerle de Cenab -ı Vacib - ül Vücuda dair şiddetli muhabbet ve sevgiyi ifade eder denilmiş.

Aynı sözlükte daha başka kavramlar da aşk ile ilgili verilmiş ve açıklanmış.
Aşk - Eflatuni ;’Maddeci olmayan aşk’denilmiş..
Aşk - Mecazi ; ’Fani şeylere olan aşk, nefis ve şehvet esadı üzerine dolaylı olan aşk, Dünyevi aşk v.s
Tasavvufi Anlamda aşk ;Kamil bir zatın Cenab - ı Hakka dair şiddetli muhabbetinden önceki fani dünyevi şeylere olan ve onları bir köprü gibi geçtiği aşklara da tasavvufi anlamda aşk denilmiştir.Burada bir de ’MUHABBET’kavramı ile de karşılaşıyoruz. B unu da üçüncü yorumumuzla açıklayarak sonra devam edelim.Öyle görülüyor ki ’AŞK’ yerli yersiz kullanılacak bir kelime , yerli yersiz düşülecek bir dava değildir...