Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Şükrü Bilgili
Şükrü Bilgili

Üç topal!...

Yorum

Üç topal!...

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

841

Okunma

Üç topal!...

Üç topal!...

ÜÇ TOPAL


Sevgili Öğretmen arkadaşlarım,

Hepinizin “Öğretmenler Gününü kutluyorum”.

Özellikle Sitemizde yazar ve şair olan öğretmenlerimizin “Öğretmenler Günlerini “Canı gönülden kutluyorum.

Geleceğimizin neslini sizler yetiştireceksiniz.

Bu yüzden Devletimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ” Muallimler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” demiştir.Bu sözleri Artvin Erkek İlköğretmen Okulu’na gittiğimde Atatürk’ün büstünün altında okumuş ve bir öğretmen olacağımdan dolayı da kendimden gurur duymuştum.

Ayrıca yine Gazimiz “Dünyanın her yerinde öğretmenler toplumun en özverili ve en saygıdeğer öğeleridir.” Yüzyıllar öncesinde Diyojen, “Yeryüzünde öğretmenlikten daha şerefli bir meslek tanımıyorum.”demiştir.Socrates ise öğretmenin ve öğretmenliğin önemini, “Dünyada her şeye değer biçilebilir, ama öğretmenin eserine değer biçilemez. Çünkü onun eseri hem her şeydir hem de hiçbir şeydir.” diye belirtmektedir.Hz. Ali, öğretmenliğin paha biçilmez değerini en kısa ve etkili biçimde, “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” diyerek ifade etmektedir. Bu şekilde ünlüleri ve sözlerini çoğaltarak pek çok örnek sıralamak mümkün.[1]

Gerçekten öğretmenlik kutsal bir meslektir. Şahsımda sizlerin aranızda yedi yıl bu görevi yaparak bu hazzı tatmış birisidir.

Ben sizlerin çektiğiniz ekonomik sıkıntılardan, öğrencilerle olan ilişkilerinizden bahsetmeyeceğim.

Sizlere Alaca ilçesinde ilk defa düzenlenen bir “Öğretmenler Günündeki bir hatıramı anlatacağım.

Yıl: 24 Kasım 1981.

Yer: Alaca Nedim Tugaltay Lisesi’nin salonu.

Kalabalık bir öğretmen topluluğu salonu tıka basa doldurmuştu. Ben de Kızıllı köyünde öğretmenlik yapıyordum o yıllarda. Bütün köy öğretmenlerine ilköğretim müdürü özel yazı göndermişti: “Öğretmenler Gününe katılın” diye. Bizim için bu ilk gün çok önemliydi. Hemen hemen bütün köy ve ilçe öğretmenleri oradaydı.

Resmi konuşma nutuklarından sonra sahneye Topal Aydın Hocamız aksaya aksaya çıktı. Mikrofonu eline aldı. Bütün öğretmenlerin gününü kutladıktan sonra:

“Sevgili Öğretmenler, ben size Alaca’mızın Büyükhırka köyüne ilk atandığımda başımdan geçen bir olayı anlatacağım” dedi, başladı anlatmaya:

Köyün muhtarını akşamdan yanıma çağırdım.

“Bak muhtar” dedim, “Yarın bekçine de söyle, ev ev beraber gezip çocukların okula kaydını yapacağız”. Muhtar:
“Tamam hocam. Ben şimdi gider bekçiye söylerim. Sabah Allah’ın izniyle kapı kapı dolaşır çocukları yazarız” deyip, yanımdan ayrıldı.

Sabah Muhtar beni evimden erkenden kaldırdı. Evine götürdü. Güzel bir kahvaltı yaptık. Bekçi de gelmişti. Birlikte çocukları yazmaya “Bismillah” deyip sokağa çıktık.

Muhtarın evinden birkaç metre gittik gitmedik, duvar dibinde oturan birkaç köylü sohbet ediyordu. Köylülere “Selâmün Aleyküm” dedik, biz yolumuza devam ettik.

Köylüler selamımızı almak için ayağa kalktılar “Aleyküm selam “dediler.

Ben, Muhtar ve bekçi birlikte yürüyorduk. Birkaç metre ya gittik ya gitmedik. Arkamızda selam verdiğimiz köylülerin yüksek sesle güldüklerini duyduk. Geriye dönüp baktık. “Neye gülüyorlar “diye. Biz döner dönmez gülmelerini kesti köylüler. “Neyse “dedik, Bunda da var bir hayır” deyip, biz kapı kapı öğrenci yazmaya başladık.

Birkaç evden çocuk yazdıktan sonra yine temek dibinde oturan birkaç köylüyle karşılaştık. Onlara da selamımızı verip, yolumuza devam ettik. Yine arkamızda bir gülüşme başladı. “Biz ne oluyor” diye, yine geriye dönüp baktığımızda, selam verdiğimiz adamlar bizim baktığımızı görünce gülmelerini kestiler.

İlk önce ben bir anlam verememiştim adamların gülmelerine. Muhtar ve bekçi ben arkama baktığımda onlar yürümelerine devam etmişlerdi. Bir de baktım ki ne göreyim.

Muhtar topal.

Bekçi topal.

Ben de topalım.

Üçümüzün de aynı ayakları topal. Üçümüzde yanyana giderken aynı anda topal bacaklarımızı yere basıyoruz, aynı anda havaya kaldırıyoruz.

Üçümüzün de topal olduğunu görünce, ben köylülerin neye güldüğünü anladım.

Adamlar üç topalı bir arada ilk defa görüyorlardı ve üçü de aynı anda yere basıp aynı anda havaya kaldırıyordu. Üç topalın bir arada yürümeleri, köylülerin çok acayiplerine gitmiş ve bizlerin arkasından gülmüşlerdi.

İşte öğretmenlik günümün ilk dakikalarında yanımda Topal Muhtarla, Topal Bekçiyle öğrencileri köylülerin arkamızdan gülmelerine aldırmadan yazdık. Köylülere güzel bir görüntü verdik ve köylüleri güzelce bir güldürdük.

Topal Aydın Hocamız hepimizin gözünün içine bakarak ve elini yere indirip kaldırarak “ İsterseniz üç topal insanın aynı anda yere bastıklarını aynı anda ayaklarını havaya kaldırdıklarını bir düşünün” dedi, sahneden topallıya topallıya indi.

Salon gülme kahkahasına tutulmuştu. On-onbeş dakika inanın salonda tüm öğretmenler kahkahadan yerlere yattı.
İşte ilk defa kutladığımız “Öğretmenler Günü” gülme krizi ile noktalanmıştı.

Bu anıyı hiçbir zaman unutamıyorum.

Her 24 Kasımda Topal Aydın Hocamızın anlattığı fıkra gibi bu olay geliyor ve başlıyorum gülmeye.

Siz de güldünüz mü?

Tüm öğretmenlerimizin en kötü günü işte 24 Kasım 1981 yılında gülen öğretmenlerin günü gibi olsun.

Hoşça kalınız.

Selam ve sevgilerimle.

Şükrü BİLGİLİ


[1] www.meb.gov.tr/belirligunler/24kasim/index.htm

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Üç topal!... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Üç topal!... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Üç topal!... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
25.11.2010 21:40:08
10 puan verdi
Evettt güldüm hocam hemde kahkahalarla...
Biliyorum ayıp ettim.... Öyle bir hale geldiki toplumumuz, hani söylendiği gibi " Gülüyoruz ağlanaçak halimize"
Şimdi öyle bir düzende yaşıyoruz ki... Ayakları sağlam ama beyinleri topal.... Sizlerin ayakları topalmış ama , beyinleriniz sapa sağlammış....
Selamım size... Saygım size....(Yaş önemli değil) Öpüyorum sizin, muhtarın ve bekcinin ellerinden....
BANU ULUDAĞ
BANU ULUDAĞ, @banuuludag
25.11.2010 11:28:13
10 puan verdi
:)

Güzel bir anı-yazıydı.

tebrik ve teşekkürler
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL