Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
Fuat Türker
Fuat Türker

Gözler Değil, Sinelerdeki Kalpler Körelir

Yorum

Gözler Değil, Sinelerdeki Kalpler Körelir

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

763

Okunma

Gözler Değil, Sinelerdeki Kalpler Körelir

Gözler Değil, Sinelerdeki Kalpler Körelir

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı, böylece onların kendisiyle akledebilecek kalpleri ve işitebilecek kulakları oluversin? Çünkü doğrusu, gözler kör olmaz, ancak sinelerdeki kalpler körelir. (Hac Suresi, 46)

Kuran’da söz edilen akıl ruhta yaşanan üstün bir özelliktir. Kur’an ayetlerinde ‘akleden kalpler’ ifadesi sıkça geçer. Allah’ın tarif ettiği akıl, beynin bir fonksiyonu olan zekadan farklıdır. Kur’an bize aklın vicdan ile aynı yerde; kalpte bulunduğunu bildirir. Kalpleri körelmiş olanlar ise akledemeyen kişilerdir.

Ve onların kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kuran’da sadece Rabbini “bir ve tek” (ilah olarak) andığın zaman ‘nefretle kaçar vaziyette’ gerisin geriye giderler. (İsra Suresi 46)

Öğüt alabilenler, “Hiç şüphesiz bunda kalbi olan ya da bir şahit olarak kulak veren kimse için elbette bir öğüt (zikir) vardır. (Kaf Suresi, 37) ayeti gereği yalnızca ‘kalbi olan’ insanlardır.

Akıl kişinin vicdanî özelliklerine göre artıp-azalabilir. İnsanın vicdanı güçlenir ve aklı arttığında, Rabb’i ona “doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış” (Enfal Suresi, 29) verir. Kuşkusuz bu, Allah’ın yaratmasındaki bir sırdır.

Rabb’inden korkmayan kul ise bu “anlayış”tan yoksun olduğu için gerçek akla da sahip değildir. Bu insan üstün zekaya sahip bir bilim adamı da olabilir; ancak üzerinde araştırma yaptığı şeylerin gerçek sahibinin kim olduğunu anlayacak vicdan ve akla sahip olmayabilir. İşte bu insanın keşfettiği her şey gururlanmasına neden olur; kişi, Allah’ı değil kendisini yüceltir.

Şimdi sen kendi hevasını ilah edinen ve Allah’ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? ArtıkAllah’tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz? (Casiye Suresi 23)

Yaptıklarını kendinden bilip, doğruları göremeyenler, “Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Ve büyük azap onlaradır. (Bakara Suresi 7) ayetinde söz edilen kavrayış ve anlayışları yok olanlardır.

İman etmeyen bu kimseler, çevrelerindeki sayısız ayeti/delili göremezler. “ Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, üzerinden geçerler de, ona sırtlarını dönüp giderler.” (Yusuf Suresi, 105) ayetindeki gibi Allah’ın varlığının apaçık delillerinden gaflettedirler. Bu duyarsızlıklarının nedeni, kalpleri üzerindeki kavramalarını engelleyen mühürdür.

Sahabe hanımlardan Ufeyre b. el-Velid’in şöyle söylediği rivayet edilir: “Kalbin Allah Teala’ya karşı kör olması, dünya gözünün kör olmasından daha şiddetli bir beladır. Allah’a yemin ederim ki, Allah Teala’nın beni muhabbetinin künhüne vasıl kılması karşılığında bütün azalarımı almasını arzu ederdim.” (es-Safedî, Nektu’l- Himyân)

Her kalp Allah’ı anmak ister ancak sinesindeki kalbi körelen kişi bunu yapamaz. Mühürlenmemiş kalbe ise Allah lafzı girer; işte o kişi Yüce Allah’ı tanıyabilir ve vicdanını devreye sokarak öğüt alabilir. Dini bilmiyor da olsa, kendisine anlatıldığında, hakkı, vicdanı ve kalbiyle görür, iman eder.

Kur’an’da kıssaları anlatılan, yeryüzünde şımarıp azgınlaşmış bazı toplumlar, kendi elleriyle kaçınılmaz azaba doğru sürüklenmişlerdir. Ancak öylesine kör ve basiretsizdirler ki, hataları ve günahlarına rağmen, yaklaşan azabın kendilerine bir hayır getireceğini zannetmişlerdir.

Derken, onu (azabı) vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, "Bu bize yağmur yağdıracak olan bir buluttur" dediler. Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir. Bir rüzgar; onda acıklı bir azab vardır. Rabbinin emriyle herşeyi yerle bir eder. Böylece meskenlerinden başka, hiçbir şey(leri) görünemez duruma düştüler. İşte Biz, suçlu-günahkar bir kavmi böyle cezalandırırız. (Ahkaf Suresi, 24-25)

Kalpler Allah’ın elindedir; O, ’Mukallib’dir. Samimi olan ve Kendisi’ne ulaşmak için yol arayan kulunun kalbini yumuşatır, kalbine imanı ve Allah aşkını yerleştirir. Samimiyetsiz olan, uyarılara kulak vermeyen kulunun ise kalbini çevirerek, dilerse imandan geri döndürür.
Allah dilerse bizim de kalbimizi mühürler. Bir saat sonra kalbimizin mühürleneceği söylense, panik halinde dua ederiz. O halde kıssada söz edilen geçmiş kavimlerin hatalarına düşmeyelim. Allah’ın sonsuz merhametiyle yaptığı hatırlatmalardan, çevremizdeki inanan insanların uyarılarından ders çıkarmamız gerektiğini gözardı etmeyelim.

"Semud’a gelince; Biz onlara doğru yolu gösterdik, fakat onlar körlüğü hidayete tercih ettiler…" (Fussilet Suresi, 17) ayetiyle haber verildiği gibi körlüğü tercih etmeyelim. Allah’ın sınamak ve imanımızı olgunlaştırmak amacıyla karşımıza çıkardığı tüm olaylardan ibret almamız gerektiğini anlamazlıktan gelmeyelim.


Fuat Türker, Edebistan

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Gözler değil, sinelerdeki kalpler körelir Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gözler değil, sinelerdeki kalpler körelir yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gözler Değil, Sinelerdeki Kalpler Körelir yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Engin Tatlıtürk
Engin Tatlıtürk, @engintatliturk
21.11.2010 12:15:24
10 puan verdi
Çok edebi.
Çok yeterli.
Çok aydınlatıcı örnek var.
Çok faydalı.
Çok tutarlı.
Çok haklı.

ÇOK ÇOK ÇOK GÜZEL. BENCE: Tereddütsüz GÜNÜN YAZISI.

10 NUMARA BIRAKTIM. Takdir ve tebrik ettim.
Bu gün site çok cafcaflı.
Saygı ve selamlar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL