Irak odaklı Uluslararası Orta Doğu Kongresine katıldım 50 tane akademisyenin konuşmacı olarak katıldığı kongreye gözlemci olarak katıldım.Dünyanın aklından yaralanma fırsatını yakaladığım için mutluyum.

Dünyanın çeşitli ülkelerinde düşünce ve fikir adamlarının bir araya gelerek Irak odaklı Ortadoğu sorununu ele almaları kayda değer bir çalışmaydı.Bu konuda bu organizasyonu düzenleyen TASAM’ı tebrik eder başarılar dilerim Ayrıca Hatay valiliğine de bu kongreye ev sahipliği yaptığı için şükranlarımı sunuyorum.

Efendim ABD’nin Irak’ı işgal etmesi tarihin bir kara lekesidir ,dünyanın diplomaside yetersizliğinin bir beyanıdır.ABD’nin elinde bir balyoz var her sorunu bir mıh gibi görüp çözerim mantığıyla saldırıyor fakat şimdiye kadar ABD’nin sözüm ona barış müdahalelerinden bir olumlu netice çıkmamıştır varsa kayda değer bir gelişme o da “astarı yüzünden pahallı” misali bin bir türlü sıkıntıyla olmuştur.Irak’ı Afganistan’ı görüyoruz.Asıl sebebine gelince ABD Ortadoğu halklarını tanımıyor duygularını anlamakta zorlanıyor,onur ve şeref kavramını kendi vatandaşlarıyla kıyaslıyor ve bu insanların insani duygularını hesaba katmıyor, cesaretini ölçemiyor.Bu halkların başında halktan kopmuş yönetimler geçmiş olabilir ama bu yönetimleri de zamanla değiştirebilir ABD’yi de kovabilir.İşte görüyorsunuz ABD’nin paralı askeri Irak halkının gönlünü fethedemiyor.Nasıl geri adım atacağını şaşırmış vaziyette.

Peki ABD’nin istila ettiği bu ülkelerin hiç mi suçu yok? Elbette ki var, hem de fazlasıyla var.Irak’ın başında 30 yılı aşkın bir diktatör oturmuştu insanına huzur, zenginlik ve mutluluk getiremedi.Bir o kadar da bu insanlara Irak’ı zindan haline getirmişti,”Dinsize imansız lazım” misali ABD başına bela oldu halbuki ABD, İran Irak savaşında Saddam’ın bir numaralı müttefikiydi.ABD’nin Irak’a girmesinin en büyük müsebbibi Saddam yönetimi oldu,ben Saddam’a dua edemem, hakkımı da O’na ve örgütüne helal etmem.

Afganistan ABD’nin desteğiyle Burhanettin Rabbani ve Gülbettin Hikmetyar yönetiminden alındı güya daha başarılı olur umuduyla Taliban yönetimine verildi.

20 yıl boyunca kabul edilebilir çağdaş ölçülere uygun, huzur ve sükunet getirecek bir yönetim oluşturamadı Taliban .”teferruatın teferruatıyla” uğraşarak Afganistan’ı Afgan halkına zindan haline getirdi.Bu bahaneyle yine ABD Afganistan’ı işgal etti, sözüm ona istikrar huzur ve sükunet getireceğim diye orası da fiyaskoyla sonuçlandı ama ABD’nin Afganistan’a girmesine vesile olan Taliban’a hakkımı helal etmediğim gibi duada da bulunamam.

Türkiye’deki ilerlemeyi hazmedemeyen, defalarca darbelerle Türkiye’nin önünü kesen derin devletin militarist ,zinde güçleri az kalsın Kürt sorunundan dolayı ABD’nin Ülkemize de girmesine vesile olacaklardı.Neyse ki cesaretli bir Hükümet İktidara geldi ve bunu engellemeye çalıştı. Hala da bunu hazmedemeyen hangi evrensel örgütün “azı dişleri” olduğu bilinmeyen militarist güçler, arada bir varlığını sezdirmeye devam etmektedir.Ancak halkın sağ duyusundan havfetmektedirler.Bu ülkeyi defalarca yaptıkları darbelerle ekonomik, siyasi ve sanayi açısından gerileten bu menhus oluşuma hakkımı helal etmediğim gibi dua da edemem.

Bu sıkıntıdan kurtulmamın yolu nitelikli vatandaş yetiştirmekten geçer, ayrıca İslam Konferansı Teşkilatının şemsiyesi altında bir Orta Doğu Paktı’nın kurularak ve bu halkların menfaatini göz önünde bulundurarak tıpkı AB tarzı bir ortak topluluk oluşturup ,sınır savaş ihtimalleri ortadan kaldırmak şartıyla Askeri gücün istinat noktasını zayıflatıp militarizmi gündemden uzaklaştırabilmek gerekir..

Türkiye’de şu an itibariyle Kürt sorununun karşısında durumu çözümsüz hale getiren ve bir az da sulandıran kavram “kardeşlik” kavramıdır.Bu kavram aslında kutsal bir kavram olup kaynağını Kur’an’dan alıyor,fakat şu sıralarda sorunu örtbas için kullanılıyor.Kardeşliğe amenna fakat ikiz kardeşler bile farklı olduğuna göre Kürtler Türklerden farklı kavim olduğunu ve bu özelliğini her türlü zahmete; sıkıntıya rağmen yaşatmışlar ve yaşatmaya da devam etmektedirler.

Her ne kadar PKK ateist, komünist bir ideoloji ile ortaya çıkmışsa da aslında Kürtlerin kahir ekseriyeti müslümandır bu Müslümanlar Kürtler PKK’yı tasvip etmedikleri halde yok olmasını, imha edilmesini de istemiyorlar çünkü İnanan inanmayan herkesin bu dünyada yaşamaya hakkı vardır. Onun için devlet ne edip etsin bu dağa bağa çıkan Kürtleri ikna ederek topluma kazandırsın beklentimiz budur ,bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak.

Yoksa bu iş askeri mantığa kalırsa valla militarist güçler ağabeyleri ABD’yi buraya da çağırırlar.Buna fırsat oluşturmaya kimsenin hakkı yoktur.

Pakistanlı saygın ilim adamlarından Merhum Mevdudi’nin manidar bir ifadesiyle yazımı noktalamak istiyorum “Bir ülkede huzur, sükunet, mutluluk varsa aslan payı devletindir. Kan, gözyaşı, fakirlik ve mutsuzluk varsa yine aslan payı devletindir. Çünkü devletin elinde iktidar vardır”. Eğer bu gün dağlarımızda gençlerimiz isyan bayrağını çekmişse bu sorunda aslan payı devletindir.Bunu kabullenerek sorunu çözme yollarını aramalıyız,yoksa çözümü başka yollarda ararsak başarı şansımız azalır.Bu gün İran’ın dağlarında PEJAK yaşıyorsa sorun İran’ındır.Bu sorumluluktan kimsenin kaçma lüksü yoktur çünkü büyük devletler risk alırlar, devlet inatla, hamasi duygularla idare edilmez.

Bir gün bu tür sorunlarımızın çözüme kavuştuğu günleri görmek dileğiyle, tüm vatandaşları sağduyuya ve devlet erkanını sorunu çözmeye davet ediyorum.

Eyüphan KAYA
TASAM Üyesi-İnsan Hakları Aktivisti