3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
432
Okunma

Özlem eve geldiğinde yeni bir hayata başlayacak olmanın mutluluğunu yaşıyordu. Yeniden aşık olmuştu ve bu defa, “Yanılmıyorum beni çok seviyor. Bu defa herşey yolunda gidecek” diyordu.
Çok geçmeden bütün işlemleri tamamlayarak evlendiler. Özlem çok mutlu bir hayat sürüyordu. Geçmişte yaşadığı bütün acıları unuttu. Aşkı doyasıya yaşıyordu. Kocası onu çok seviyor gözünden kıskanıyordu. Bir süre sonra bir oğulları oldu. Onun varlığı eve mutlulukla birlikte hüzün getirdi. Bebek yedi aylık doğmuştu. Uzun süre hastanede tedavi oldu. Eve geldiğinde o kadar minik ti ki Özlem onu kucağına almaya korkuyordu. Bacağında da bir problem vardı. Büyüdüğünde bir dizi ameliyat olması gerekiyordu.
Özlem bebeğini o halde görmeye dayanamıyordu. Artık hayatlarında evle hastane arasında bir bağ olmuştu. Haftanın belirli günlerinde sürekli hastanedeydiler. Bebek büyüdüğünde fizik tedaviye başladılar. Uzun yıllar tedavi sürdü. Hemen düzelecek bir rahatsızlık değildi.
Oğlu okula başladığında hergün onu okula getirip götürüyorlardı. Öğretmenleriyle arkadaşlarıyla sürekli diyalog halindeydiler. Özlemin ailesi de bu duruma çok üzülüyor çocuğun iyileşmesi için bütün imkanlarını sunuyorlardı.
Büyük aşk çok uzun sürmedi. İşleri bozulup maddi sıkıntı içine düştüklerinde kocası Özlem’i deli gibi kıskanır oldu. Özlem ilk başlarda bu kıskanılmayı bile çok seviyordu. Aradan geçen stresli yıllar Özlem’i bunalttı bir de kocasının yerli yersiz kıskançlıkları maddi sıkıntılar evdeki aşkı sevgiyi hatta huzuru yok etti.
Özlem’in yine bütün hayalleri yıkıldı. Evde kavga eksik olmuyordu. Özlem başa dönmüştü. “Ben bu filmi daha önce seyretmiştim” dedi ve ailesine danışarak boşanma kararı aldı. Ailesi bu kararı hiç onaylamadı. Artık bir çocuğu vardı ve mutlaka evli olması gerekiyordu.
Özlem hayatını düzenlemeye kararlıydı. Gelen tüm olumsuz eleştirilere rağmen boşandı. Oğlunu alarak küçük eve geri döndü. Hayat artık onun için daha zordu. İkinci defa ailesine muhtaçtı.
Yıllar Özleme ve ailesine hiç adil davranmıyordu. Önce hayatının baharında olan erkek kardeşini feci bir olay sonucu kaybetti, ardından da çok uzun süre geçmeden gencecik evladının ölümüne dayanamayan babasını kaybetti. Üstelik babası Özlem’le ve ablasıyla barışmadan hayata gözlerini yumdu.
Özlem’in hayatı birdenbire altüst oldu. Ailesinin de durumu çok zordu. Birbirlerine sarılarak bu acı olayları atlatmaya çalışıyorlardı. Özlem bütün bu acı olayları yaşarken kendine bir felsefe edindi.
Hayat çok kısaydı ve ölüm birgün gelip onun da kapısını çalacaktı. Bu hayatta ne kadar mutlu yaşarsa ne yaşarsa yanına kâr kalacaktı. Hayattan intikamını böylece almış olacaktı. O kadar güçlüydü ki diğer aile üyeleri kendilerini bir türlü toparlayamazken, “ben yine aşık olmak istiyorum, o güzel duyguları yeniden yaşamak istiyorum” diyerek etrafındakileri şaşırttı hatta bazılarını da kızdırdı.
Özlem kimsenin sözlerine kulak asmadı. Aşık olmayı seviyordu, aşkı seviyordu
“Hayat kimse için gözyaşı dökecek kadar uzun değil, vakit varken aşık olmalı aşkı yaşamalı” diyerek yeni bir aşk arayışı içine girdi.
Özlem aşkı ne kadar çok seviyorsa, aşk da Özlem’i bir o kadar çok seviyordu. Birgün hiç ummadığı bir anda aşk yeniden çıktı karşısına.
Yaşadığı tüm acıları geçmişe gömerek hayatla yeniden barıştı. Gittiği bir mekanda karşısına, “aşık oldum” dedirten bir adam çıktı. İlk görüşte ikisi de birbirine aşık oldular. İkisinin de geçmişe gömdüğü anıları vardı. İkisi de güçlüydü ve ikisi de aşka aşıktı.
Adam hiç düşünmeden Özlem’e evlenme teklif etti. Özlem nezaketen ailesine durumu anlattı ailesi de kabul etti. Özlem’in kararlarına çok fazla karışmıyorlardı artık. Yaşadıkları acılardan sonra kaderci bir düşünce içine girmişlerdi.
Özlem aşkı bulduğu adamla evlendi. Her yaşadığı aşk onun hayata yeniden bağlıyor sımsıkı tutunmasını sağlıyordu. Çok mutlu bir evlilik sürüyordu. Aradan uzun zaman geçmesine rağmen aşkları hiç bitmedi.
Bu arada oğlunun bacağını ameliyat ettirdi. Tam olarak iyileşmesi zaten mümkün değildi. Yapılan ameliyat seri ameliyatın sadece bir tanesiydi. Buna rağmen oğlunun yürümesinde ummadığı şekilde bir iyileşme yaşandı. Özlem için bu çok büyük mutluluk ve heyecan kaynağı oldu.
Özlem ve kocası hayattan alacaklı olduklarını düşünüyorlardı. Yeni bir bebek hayaliyle yanıp tutuşmaya başladılar. Bir süre sonra Özlem hamile kaldı. Hayatının en güzel günlerini yaşıyordu. Aşka sevgiyle geçen dokuz ayın sonunda sağlıklı bir kız çocuğu dünyaya getirdi.
Yeni bebek hayatlarını değiştirdi. Artık mutlu olmak için bir nedenleri daha vardı. Değişen sadece Özlem’in hayatı değildi. Ailesi de yeni bebekle hayata yeniden tutundu. Çekilen acılar yaşanan sıkıntılar hiçbiri unutulmadı ama büyük bir güç sergilenerek hepsi geçmişe gömüldü.
Özlem hayatında hiç bu kadar mutlu olmamıştı ve artık bu mutluluğu sahiplendi Hayat ondan hep almıştı hiç vermemişti. Çok küçük yaşlardan itibaren hayatla savaşmak zorunda kalıp hep yenilmesine rağmen hiçbir zaman vazgeçmedi.
Özlem ve kocası teslim olmadıkları savaşı kazanmış, mutluluğu bedelini ödedikten sonra nihayet yakalamışlardı.