Bu kol bacak olayını bir türlü anlamış değilim.
Benim çocukluğumda ’’Aydın Görüşlüler’’ diye bir tabaka vardı ülkemde. Ya büyük okullar bitirmiş, mesleğini eline almış.
Veya çeşitli cemiyetlerde kendini yetiştirmiş ileriyi düşünen, ufku geniş insanlardı bunlar.
Köylerimizde de ağzı laf yapan(atalarından duyduğu anlamlı hikayeleri anlatanlar) insanlarımız vardı. Bu kesim insanlar,
yapılan yanlışlıkları görür anında tepki koyarlardı. Kimisi bunlara sağcı,solcu,kominist derdi.
Şimdi insanları ayırmak mümkün değil. Konu çok geniş biliyorum.
Bu yazımda, yalnızca şu bizim kol bacak olayını irdelemek istiyorum.
Kadınları sosyal yaşama çekmek için çeşitli partiler, dernekler ’’kadın kolları’’adı altında birimler oluşturarak
kadınlarımızı evlerinden çıkardılar. İlk adım için güzel tabi. Kadının toplumda ne kadar etkili olduğunu farkeden açıkgözler,
onları meydanlara göndererek oy topluyor,yardım topluyor. Sonrada onu kol yapıyor. Diğer partiler neyse de ya CHP’ye ne denir ?
Onlarda kadın kolları kurmuş. Yani çarka girmiş, kadının beyin yerine kol olmasını kabullenmiş.
Kadın ilk başta anadır.Anadan kol olur mu ? Olsa olsa beyin olur,gövde olur.
Zaman zaman aktif olduğumu gören bazı partililer
’’seni kadın kollarına alalım deyince’’ Her zaman cebimde bulunan hazır yanıtımı veririm.
’’Niye kol bacak yapıyorsunuz kadınları kardeşim, gövdeniz olsalar, beyniniz olsalar olmaz mı? ’’deyince
şaşkın bakışlarla, gülüşmeler. Bu kadar mı uyuşmuş bu beyinler. Düşünmek, sormak, sorgulamak tarihe karışmış.
Sol görüşlüsü de aynı sağ görüşlüsü de.
Geçenler de gene bir dernek kadın kolları diye tutturdu, anında isyan ettim.
Kadınlarla birlikte yemek yiyor,içiyor, geziyor, tozuyor yatıyorsunuzda sosyalleşmeye gelince neden kol bacağa ayırıyorsunuz.
Bu kadın kolları olayının artık modası geçti. Hac’ca gidenler bile kadın erkek yan yana tavaf ediyor.
Ondan damı ders çıkarılmıyor.
Bence tez elden yenilenmeli. Bu bölünme bitmeli. ’’Ağlamayana meme verilmez’’
sözünü anımsayarak bu işe ilk tepkiyi kadınlar koymalı.
Kadınlarımız erkeklerden ayrı tutulmadan,çalışma performansına göre sosyal yaşama direk olarak gelmeli.


08 Kasım 2010/Nilgün Kurt