Çok zaman geçti, tam olarak hatırlayamıyorum ancak, 1975 senesi olmalı. Kars’ın bir kazasında görevli idim. O yıllarda, TRT Ankara radyosundan başka bir haber kaynağımız ve eğlencemiz yoktu. İşimizden arta kalan zamanlarımız da bu radyoyu dinlerdik. Yine bir öğle yemeği molasında herzamanki gibi ÖĞLE AJANSINI beklerken, radyo şarkılar, türküler çalıyordu. Bu şarkıların ve türkülerin aralarında da hoş söyleşiler yapılıyor veya insanları bilgilendirici konuşmalar yapılıyordu.
Konuşmacı ,dikkatimi çeken çok güzel bir metin okudu. Birden durdum ve düşündüm bu metni nereden bulabilirim diye. O zamanlarda, yeniden dinleyebilmek, kayıt etmek imkansız ve okunan metne ulaşabilmek çok zordu. Bir arkadaşım memleketine, Ankara’ya izine gidiyordu. Kendisinden rica ettim ;’ Lütfen, zamanın olursa TRT’ye uğra ve iki hafta önce, öğle kuşağında okunmuş olan ’BİR BABA’DAN OĞLUNA MEKTUP’ isimli metni almaya çalış’ dedim.
Arkadaşım onbeş gün sonra izinden döndü. Kendisine ’Hoş geldin’ dedikden sonra ’Yazıyı alabildin mi?’ diye sordum. Aldığını söyledi. Çok sevindim.
Yazı, benim gibi isteyen çok olmuş ki, saman kağıdına çoğaltılmış ve gelenlere dağıtılmak da imiş.
O yazıyı, o zamanın imkanlarıyla daktiloda çoğalttım ve arkadaşlarıma dağıttım. sonra arşivim de sakladım. Zaman, bilgisayar zamanı olunca yazıyı bilgisayarıma geçirdim. Ve şimdi, yaşım kemale erdiği için, arkadaşlarıma değil, tanıdığım genç insanlara dağıtıyorum.
Bugün arşivimi karıştırırken yazıyı gördüm ve hem bu anımı hem de Otuzbeş yıl önce peşindem koştuğum o metni sizlerle paylaşmak istedim. Umarım beğenirsiniz.

’Sevgili Oğlum,

Bugün diplomanı alırken seninle gurur duydum. Son derece başarılı geçen bir öğrenim devresini böylece geride bıraktın. Şimdi, daha da güç bir dönem başlıyor hayatında. Karşılaşacağın fırtınalara nasıl göğüs gereceksin ve bu günlerde sana gerçek anlamıyla destek olabilecek bir eş seçebilecek misin kendine? Bütün bunlar bir baba olarak düşündürüyor beni yavrum. Tek umudum karakterine olan güvenim oğlum. Ama bu; seni asla kendini beğenmiş ve bencil yapmasın. Başarı sağlamak için de sakın acele etme. Unutma ki, kolay kazanılan zaferler Nisan yağmuru gibi çabuk gelir ve geçer. Beceri ve cesaretle ağır-ağır çık merdivenleri. O zaman varacağın nokta senin gerçek yerin olacaktır.

İşinde ve evinde sebatkar olduğun kadar, dengeli de ol. Küçük aksaklıklar, karınla aranda geçen tartışmalar, yıldırmasın seni. Hayata başka eş seçerek devam etme isteğini sakın duyma oğlum. Bu korkaklık ve dengesizlik olur yavrum. Bazı önemli hallerde belki, dayanılmaz felaketler, yeni bir başlayışı gerekli kılabilir ama, insanların çoğu için, sahip olduklarının kıymetini bilmek daha iyidir. Mutluluk; beraber yürüyüp, beraber mücadeleye katıldığımız kişiler arasında yaşlanmaktır oğlum, bunu sakın unutma!

Seni çok önemli bir konuda daha uyarmak istiyorum. Özellikle bu satırlarımı dikkatli oku. Asla paranın esiri olma ve çok kazanma hırsına kapılma. Paranın sağlayamayacağı duygular vardır ve bunlar mutlu kılar insanı. Sevgi gibi, güven gibi ve beraberlik gibi…

Aşkı ciddi yanından ele al. Süslü ve güzel gördüğün kişilerin görüntüsü seni yanıltmasın. Hayat arkadaşını, kendine eş olarak seçeceğin genç kızı iyi tanı. Onu, olduğu gibi kabulleniyor ve seviyorsan evlen oğlum. ‘’Şu tarafını değiştirebilirim’’ düşüncesi, yanılgıların en büyüğü olur.

Seni gerçekten seven, sana gerçekten bağlı olan eşine karşı dürüst ol. Geçici serüvenler için yuvanın duvarlarında çatlaklar belirmesin. Eşine güvenin sonsuz olsun. Bu konuda en ufak bir kuşkun varsa evlenme. Çünkü; mutsuz olacağın gibi, mutlu da kılamazsın. Bin bir emekle yetiştirilen ve geleceğe umutla bakan bir kızı, mutsuz etmeye hakkın yok oğlum. Bu yüzden karar verirken hislerinin esiri olma, mantığını da dinle.

Aslında güven duygusu; sevmek değil sevilmeyi doğurur. Gösterilecek sevgi çekingen olmamalı. Güçlü olmalıdır. O zaman evinde gerçek mutluluğu bulursun. Unutma ki, kadınlar erkekleri dış görünüşlerine göre değil, karakter yapılarına göre severler. Bu konuda eşini yanıltmamanı dilerim.

Sana en son alçak gönüllü ve gözü pek ol diyeceğim.

Yolun ve geleceğin açık olsun oğlum.

Seni çok seven Baban.’


BEKİR GÜÇLÜER