Küçük bir resim atölyesinde başladı her şey.Genç kız şaşkın bakışlarla içeri girdi.Adamın elinde fırçası önün de tuali duruyordu.Kalabalık ve uğultu seslerinin arasından fon müziği çalıyor söz de kulaklarda ki pası siliyordu.
Yüksek sesle konuşup sürekli etrafındakilerle şakalaşıp gezinen biri dolanıp duruyordu.Genç yağız bir delikanlıydı sürekli gülücükler saçıyordu.Öylesine sıcak ve neşeliydi ki
bu kadarı da olmaz diyordu genç kız içinden.Önce Onun uçarı,hoyrat birisi olduğu düşüncesiyle yargıladı kendince.Fakat biraz gözlemledikten sonra düşünceleri rotasını değiştirdi.Asla saygısız değildi nazik,kibar ve bir o kadar da centilmendi.
Genç kız bir arkadaşıyla gittiği o küçük atölyede genç delikanlıyla muhabbet ortamında tanıştırıldı.O gün kardeşini kursa yazdırmak için geldiği o atölyeye kaderine yazdıracaklarından malesef habersizdi.Tanıştığı ilk andan itibaren soru yağmuruna tutuldu.Çünkü ilk kez böyle bir ortamdaydı herkese yabancıydı. Genç kız öğrenince şaşırdı.Meğer delikanlı da kursiyerdi.Öylesine öz güven sahibiydi ki sanki hoca kendisiydi.Belli ki sevilen birisiydi.
Kız kardeş kursa başladı derken sıkça selam yollandı.Bir iki ay sonra akademi sınavı yaklaştı.Kız kardeş oldu Ankara’lı dereceyle kazandı.Delikanlı kendi şehrin de girdi genç kızla karşılaştı.Kader bu ya ikisi de aynı binayı altlı üstlü paylaştı...