13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
979
Okunma
Kelimelerin anlamını yitirdiği anlar vardır. O anlar da, konuşmak da, duyguları ifade etmek de imkansızdır. Sadece o zamanlar da, gözyaşlarımız devreye girer, dilimizin anlatamadıklarını onlar ifade ederler.
Yirmi üç yılımın, yirmi yılını geçirdiğim, aynı dairede olmasak da, farklı müdürlüklerde çalıştığım, kapıda, koridorda devamlı karşılaştığım bir insandı Halil ağabeyim. İnsanları seven, neşeli hayat dolu bir insandı. Bugüne kadar bana herhangi bir kötü sözünü, davranışını görmemiştim.
İşim olduğunda, çekinmeden yanına gidip, çayını içebileceğim ender insanlardan bir tanesiydi. Çoğu zaman karşılaştığımızda, bana yaptığı küçük esprili konuşmaları bile insanlara ne kadar yakın ve sevgi dolu olduğunun göstergesiydi. Ve bugün onu kaybettik. Ölüm, her canlının kapısını mutlaka bir gün çalacak.
Şu var ki ; ölümden sonra da, insanların kalbinde bir yer edinebilmek çok güzel bir şey. Bugün ölüm haberini aldığımızda, herkes mahvoldu. İşyerimizde düzenlenen törende, orada bulunan personel ve dışarıdan katılan Vergi Dairesi mükelleflerinin gözlerindeki yaşı ve üzüntüyü gördüğümde, ölümün gerçekliğini; bir de sevginin, iyiliğin gücünü hissettim.
Yarın düzenlenecek cenaze törenine, katılımın çok fazla olacağını düşünüyorum. Bence bunu, sağlığında kendisi sağladı. Tatlı söz, yılanı bile deliğinden çıkarır derler. Bu duruma bir sürü Atasözleri de vardır. Çok gençti fakat ilahi emir erken geldi. Çok üzgünüm...Üzgünüz...
Allah rahmet eylesin. Nur içinde yat Halil ağabeyim...