Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
H.İbrahim SAKARYA
H.İbrahim SAKARYA

SEBAHAT ve PSİKOTERAPİ

Yorum

SEBAHAT ve PSİKOTERAPİ

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1130

Okunma

SEBAHAT ve PSİKOTERAPİ

SEBAHAT ve PSİKOTERAPİ


SEBAHAT ve PSİKOTERAPİ

1996 Yılının kasım ayı içerisindeydi. Dumlupınar İlk Öğretim okulunda müdür yardımcısı olarak görev yapıyordum. Yaz saati uygulaması sona erdiği için akşam ezanından sonra dersler bitiyor ve alaca karanlıkta evlerimize dönüyorduk.
Okulumuzun zili son dersin bittiğini “Kâtibim” müziği ile ilân ediyordu. Masamın çekmecelerini kilitledim. Çantamı aldım. Görevlilere gerekli tembihatı yaptıktan sonra evimin yolunu tuttum. Caddelerde akşamleyin trafik çok yoğun oluyordu. Kanal boyunu izleyerek on dakika içerisinde evime geldim.
Cümle kapıyı anahtarımla açtım. Salon kapımızda anahtarı kapının üzerinde gördüğüme göre hanım evdeydi. Kapıyı açıp içeri girdiğimde beni karşılar hoş geldin der, çantamı ve ceketimi alırdı. Ama bu gün ses seda yoktu. Çantamı portmantonun üzerine koydum. Ceketimi çıkarırken seslendim:
—Sebahat, Sebahat!
Sesime cevap veren olmadı. Birkaç yıl önce de eve geldiğimde elinde temizlik bezi olduğu halde tansiyondan mıdır bilemiyorum yerde baygın şekilde bulmuştum. Yine öyle bir durum mu oldu? Diye endişelendim.
Oturma odasının kapısını açtım. Aman Allah’ım bir de ne göreyim arkası kapıya dönük elleri havada dimdik ayakta durmuyor mu? Son günlerde menopoz mu, stresten mi bilinmez, morali çok bozuktu. Bir an kendi kendime acaba kafayı mı üşüttü, diye içimden geçirdim ve telaşla seslendim:
—Sebahat! Sebahat!
Hâlâ elleri havada, ses vermeden dimdik ayakta durmakta. Eyvah! Saniyenin milyonda biri zamanında beynimde Bakırköy, Mazhar Osman hepsi birden canlanıverdiler. Tüylerim diken diken oldu. Üçüncü defa:
—Sebahat! Diye bağırdım ve tutmak için yaklaştığımda sert bir şekilde bana dönerek:
—Bozdun! Bozdun işte! Demez mi?
—Ne oluyor hanım! Neyi bozdum?
—Televizyonda Rus Profesörü vardı. Baş ağrılarını psikoterapi ile geçirmek için tedavi uyguluyordu. “Su dolu bir bardağı ön tarafınıza koyun, ellerinizi havaya kaldırın, gözünüzü televizyondan ayırmadan beni izlemeye devam edin” diyordu. Bu gün başım çatlıyordu sanki. Tam iyileşeceğim zaman gelip bozdun demez mi?
—Hay senin Rus’una da, profesörüne de dediysem de, durum düşündüklerim gibi olmadığına binlerce şükrederek bir karabasandan uyanmışlığın rahatlığı içerisinde koltuğuma oturuverdim…


H.İbrahim SAKARYA
———————

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sebahat ve psikoterapi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sebahat ve psikoterapi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SEBAHAT ve PSİKOTERAPİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL