8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1359
Okunma
KAHVALTI.
Her sabah O yolda sevis otobüsünün camından izlerdi..Sahil yolunda ki restaurantların çiçekli bahçelerinde ailelerin neşe içersinde beyaz örtülü masalar da kahvaltı etmeleri onun için bir özlemdi..Acaba bir gün eşiyle çocuklarını alarak bu masalar da aynı mutluluğu yaşayacak mıydı?
Gülümsüyordu Ahmet..Sonunda hayalini kurduğu bu anı onlara yaşatacaktı..Evin kapı ziline neşe içersinde bastı..Ay sonu aldığı ikramiyesinin moraliyle gülüyordu..Eşi kapıyı açtığında Ahmetin neşesini yüz ifadesinden anlamıştı..Mutfaktan gelen yemek kokusu ile iç geçirdi..
"Ohhh ne güzel kokular geliyor..Karnım çok aç Fatma, fabrikada ki yemeklerden artık gına geldi bana..Sofrayı hazırlasana"
Ellerini lavaboda yıkarken kızı Gökçe, oğlu Doğukanın sorduğu sayısız soruları cevaplıyordu..Salonda ki yer sofrasında akşam yemeğinin vazgeçilmez çorbasını kaşıklarken konuşuyordu..
"Size bir sürprizim var..İkramiyeyi aldım.Yarın sabah kahvaltıyı dışarı da yapacağız, haberiniz olsun..Ona göre erken kalkacağız"
Eşinin biraz da olsa suratı asıktı.Ahmetin konuşması yarım kaldı..
"Biliyorsun okullar açılacak..Zaten borçlarımız yeteri kadar var.Gereksiz masraf yapmayalım"
Çocuklar ise annelerini duymuyordu.Neşe içersinde bağırıyordu.
"Gidelim baba, ne olur gidelim, hadi götür bizi"
Ahmet sofraya bakarak konuşuyordu.
"Tamam tamam, annenizi ikna edin götüreceğim diyorum size"
Eşi çocukların aşırı isteği karşısında bocaladı..Kısa bir süre düşündü.
"Ahmet hayatım yıllarca bize hizmette kusur etmedin.Tamam olur.Bir sabahta başkaları sana hizmet etsin.Ben de biraz masraftan kısarım"
Yemekten sonra tüm aile televizyonun karşısında dizilmişti.Hayatlarında ki en özel eğlenceli yaşamları olan O ekrandan gözlerini ayırmadılar.
İki eli ensesinde yatağında uzanırken geceliğini giymeye çalışan hayat arkadaşını tebessümle izliyordu.Sabah olacak mıydı?.Yorgun olmasına rağmen saatlerce gözlerini kırpmadı..Bir rüya belkide kabus görüyordu.Sesler, şiddetli bağırışlar beynini delik deşik ediyordu.Ter içinde kalmıştı..Eşinin kolundan çekmesiyle, korkunç bir baş ağrısıyla gözlerini zorlukla da olsa açabildi..
"Birileri var Ahmet, kapıyı kıracaklar, bağırıyorlar, neler oluyor?"
Sesi güçlükle, boğulurcasına çıktı.
"Allah Allah ne oldu"
Ayağa kalktığında sesleri duyuyordu.
"Kim o, kimsiniz, kim o"
"Doğalgaz kaçağı var, kapıyı çabuk açın..Bina da kaçak var, açın kapıyı"
Dehşete kapıldı.Kapıyı açmak için koşarken eşine seslendi.
"Çocukları kaldır hemen, acele et Fatma"
Kapı anahtarını çevirdiğinde kapı adeta yüzüne çarpıldı.Yere boylu boyuna uzandı..Saçı sakalı dağınık, iri yarı üç dört kişi ellerinde silahlarla içeri girdi..Kapıyı tekmeyle açan adam Ahmetin karnına diziyle basarken elinde ki silahı suratına dikmişti.Diğerleri de bağırıyordu..
"Polis, polis yere yatın, kımıldamayın ulan polis..Başka kimler var, çabuk konuş"
Sivil polisler hızlı bir şekilde evin içersine dağılırken bir odadan eşi çocuklarına sarılmış halde salona girdi..Bir diğeri hala bağırıyordu..
"Vurun şuna kelepçeyi.Bacım kokulacak bir şey yok.Siz de giyinin bir kenarda bekleyin"
Kadın da çocuklarda titriyordu.Şok geçirmişlerdi.Babaları ne yapmıştı?
"Evet Ahmet efendi elimizde savcılık arama emri var..Evi arayacağız.Bize yardımcı ol, zorluk çıkarma"
Evin içinde eşyalar alt üst edilirken kadın, yerde yatan eşine şüphe, korku dolu gözlerle bakıyordu..Ahmet bakışların altında ezilmişti..Kadın ağlayan çocukları susturmak için çaba sarfediyordu..Bir süre sonra iki dergi, çocukların oyuncak bilgisayarını büyük bir poşete koydular.
"Üstünü giy gidiyoruz Ahmet bey.Tutanağı hazırlayın"
İki polisin eşliğinde giyinirken, eşinin Komser ile konuşmalarını duyuyordu..
"Biz de ne olduğunu bilmiyoruz bacım.Bizim görevimiz yakalamak..Hakkında ihbar var"
Eşinin çocuklarının ezen bakışları altında evden çıkarken gürültüden uyanan komşularda şaşkınlıkla, onun kelepçeli halde götürülmesini izliyordu..Sabahın ilk ışıklarında sokağa fırladı..Önce semt karakoluna gitti..Orada yoktu..Şubeye gitmesi söylendi.Gittiğinde sorguda olduğunu söylediler.Onu göremeyeceğini, dışarı çıkmasının gerektiği hatırlatıldı..Saatlerce bekledikten sonra ağlayarak evine döndü.
Akşam karanlığında kapı çaldığında teleşa kapıldı..Kalbi şiddetle atıyordu..Koştu, kapıyı açtı..Ahmet karşısında gülümsüyordu..
"Hanım bir yanlışlık olmuş..İsim benzerliği, kusura bakma dediler.Beyaz örtülü bahçeli bir masada kahvaltı yapamadık..O kadar güzel olmasada yine de kahvaltı yaptırdılar..Sağolsunlar"
YAŞANAN BİR ÖYKÜ..
Düzenleme kontrol... IRIZA
Selahattin KÖSE...( Lazuşağı ) Ekim ...2010