12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1237
Okunma
Ne kadar çok şeyler vardır yazılması gereken. Fakat tek başına çok önemli sayılmazlar.
Değmez der ve geçeriz canımız sıkılsa da. Beni o an üzmüştür ya; başkaları için bir şey ifada etmeyecektir.
Kimi, hangi birini şikâyet edecek ya da yazacaksın?
Resmi bir iş yaparken sizi sindirmeye çalışan ve sürekli zorluklar yaratan, asabi memuru mu?
Gaziler otobüse beleş biniyor diye aceleci davranan ve homurdanarak davranış bozukluğu gösteren halk otobüsü şoförünü mü?
İşlerine hile katan zanaatkârı mı?
Hileli satışları, ayıplı ve özürlü çıkan malları mı?
Eğitimden habersiz öğretmeni mi?
Hayatımızın her anında küçük ama çanımızı sıkan sorunlar çıkmıyır mu? Hangi birini yazmalı? Değer mi? Okumak ister misiniz? Bir faydası olur mu?
Belki kısmen evet. Bel ki de hayır.
Küçük şeylerden oluşur hayatımız. Her şey önemlidir aslında. Fakat ne gelir elden?
Kredi kartları konuşuluyor yine. Hep konuşulacak. Ferdi ve önemsiz gibi. Fakat bir deniz kadar derin. Toplumsal, ekonomik ve psikolojik boyutları var.
Öyleyse bunun nesi önemsiz?
Hepimize gelmiştir arzumuz dışında kredi kartı. Kullanmasak da iptal ettiremeyiz bir türlü. Etmezler. Zorluklar çıkarırlar. İptal ettirsen de yenisini gönderirler. Canından bıktırırlar. Emek ve zaman kaybın olur. Canın sıkılır paran gider yolda izde.
Ferdi olduğu için çok yer tutmaz gündemimizde. Aşk’ı ve seçimleri yazmak daha önemli gelir bize. Anormal bürokratik engeller her şeyi kuşatmış. Bazen köyde yaşamak ister insar. Oysa orasının da farkı kalmamış.
Bir işlem için üç-beş işlem yaparsın; o işlemler için de ayrı ayrı işlemler yaparsın.
Koyun millet olmuşuz.
Çekiliriz, itilip-kakılırız.
Sorunsuz bir işle karşılaşsak altında Çapanoğlu ararız. Septik olmuşuz.
Kınıyorum bankaları.
Kınıyorum bürokrasi zulmünü.
Bence küçük-büyük ayrımı yapmadan her konuyu yazalım ve tartışalım üzerinde. Sinek de ufaktır ama mide bulandırır. Hayat büyük şeylerden oluşmuyor. Nadirdir hayati şeyler. Ruhu tırmalayan küçük ezaları kınayalım ve savaşalım. Küçüktür diye katlanmak zorunda değiliz. Ayakkabımıza giren çakıl taşlarını ömür boyu taşıyor muyuz?
İptali önlenen kredi kartı gibi önemsiz bir mevzuu yazdıranlar utansın. O kartın yıllık aidatından ötürü halktan para çalamlar utansın. Bürokrasi ile halkın hayatına yük olanlar utansın. Eh artık Hükümetin de görüp uyanmasını ve çare bulmasını bekleriz. Yaptıklarına da teşekkür ederiz.
Lagar kapaklarını örtemeyen ama belediyecilik dışında her işlemi yapan belediyelere de pes diyorum. Dönün artık asli işlerinize. Millet sizden hizmet bekler. Göstermelik işleri de es geçin.
Halkı soyma sistemleri geliştiren parlak beyinler sizi de kınıyorum. Susuyoruz diye anlamaz mı sanıyorsunuz? Şikâyet telefonlarını da fazla önemsemiyorum. Hangi biri ile uğraşmalı insan?
Yetkisi olanlar denetlemeli sıkça. O iş için ordalar.
Önemsiz bir şeyler karaladığım için affedin arkadaşlar.