milattan önce

her yerinde bulaşık.biraz döküntü sonra da hissizlik.meramımı anlayacak bir çaba..

eksik olan neydi bilmiyorum.okuduğum romanlarda birer kahramandık oysa.henüz büluğa ermemiş şehvetlerden çıkmıştık...saat yanıbaşımızdaydı ama bizim zamandan haberimiz yoktu..ilk öpücüğü dudaklarına değil o sahile atmıştım..yakışıklı bir tat vardı kenarlarımda..sana bıraktığım tüm heyecanlar noter tasdiklidir.elimden düşersen gözüme yerleşirsin..yazık ki ben seni hiç bulmadım...

mesela bizim kendimize ait hiç yıldızımız olmadı..sana doğru tuttuğum hiçbir ladesimiz yoktu..ya da ben seni hiçbir zaman anlamadım..gücüm yok demiştim hatırlıyor musun..acım ağzımda dolaştım hep..ellerim geceyi jiletledi..böğrümden kopanlar yaşlı bir kadına ait..sesin yanıma ulaştığında ben çoktan yasaklanan bir meyveydim...

cennetimden kaçarken en son hücum marşı çalıyordu barlarda.bir saz şairinin hiç sevmediği ayaktım say..geceyi tutan bir iki yazlıkçı..sen son gelen o matineden geriye kalanlarsın...

milattan sonrası...

eskiler def i hacet derlerdi.boktan bir mesele yani.bırak beni.geç olmadan inime gireyim.yetişkin öfkeler biriktiriyorum ve senden gelen haberlere bakmıyorum..üç gün yattıktan sonra gördüklerimsin..peşimde beni sürükleyen ne varsa yeter der .kalanların türküsünü ben çalarım..acıma ortak tüm pislikler benim..yakın zamanda başıma gelecek tüm güzellikler sahte..iç acıma seslenen herkes sensin..yengi neydi ki.
adım: yekünü tablosunda gizli bir dizge.heyt be seni bana bırakır mı bu serseri acılar..komşu tilkinin kurnazlıkları kapımda.sesime ilk hecesiyle cevap vermeni beklerim.dinle.

illegalite ilan ediyorum yaşadıklarıma....