4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1182
Okunma
KPSS İMAMLARI
KPSS’nin kopya skandalının ardından, öğretmen atamaları ile ilgili yeni bir düzenleme yapıldı. Yeni düzenlemeye göre 2011 yılından itibaren; öğretmen alımı MEB Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü bünyesinde gerçekleştirilecek. 2011’de hayata geçecek bu sistemle, her branşta yapılacak özel sınavlarla, öğretmen adaylarında ’alan yeterliliği’ dikkate alınacak. Böylece daha adaletli bir sınav sistemi gerçekleşecek.
Bana göre düzenleme yapılmışken imam atamaları ile ilgili de bir düzenleme yapılmalıydı, neden mi?
Çünkü camilerde imamları görmez olduk, imam yokluğundan değil, imam tokluğundan, yani cami imamı var, ama imam cami de yok…
Esprili bir soru ve cevabı vardır bilirsiniz…
Namazı ne zaman kılarsınız?
Cumadan cumaya, cumadan cumaya,cumadan cumaya diye hızlı söylenir…
Şimdi bu cevap yeni imamlar için de geçerli oldu. Tabi, suçun yüzde yüzünü hemen imamlara yüklememek gerek; çünkü sorunun büyük bir hissesi, her zaman olduğu gibi uygulanan yanlış tekniklerdir. Sistem imam olmayı hak etmeyeni oraya getiriyorsa, imamın da pek suçu, sorumluluğu kalmaz.
-Şuan uygulanan imam alımında en önemli şart KPSS puanıdır.
-Peki, KPSS çıkan soru branşları nelerdir?
-Din dışında her şey…
İşin diğer ilginç bir yanı da, laiklik ilkesi ile yönetilmeye çalışılan bir ülkede imamın resmi ve devlet eliyle atanmasıdır. Ne ilginç değil mi? hem laikliğin tanımını yaparken, din ve devlet işlerinin ayrılması diyeceksiniz, hem de devlet eliyle din görevlisi atayacaksınız, ne ilginç ve ne saçma…
Bu uygulamanın ne kadar saçma olduğunu daha iyi anlatmak için şu örneği vermek zorundayım…
-Türkiye’deki Hıristiyanların ya da diğer dinlere mensup insanların ibadet yerleri tam olarak özgür bir hale getirilse, papazların atamasını devlet mi yapacak? Ve papaz adaylarını KPSS’ye mi tabi tutacak? Burada verdiğim örnek, imam ağabeylerimizi kızdırmasın, amacım papazlarla imamları aynı kefeye koymak değildir, öyle bir saygısızlık haddim olamaz: fakat siz hem; laikliği kabul etmiş, hem de din görevlisi diye memur üretirseniz, imamları da papazlar düzeyine getirirsiniz, Sonuçta ikisi de din görevlisidir.
Sorunun çözümü; İmam atamalarının ilk aşamada tamamıyla Diyanet işleri Başkanlığı’na devredilmesidir, daha sonra ki aşamalarda ise, Diyanet işleri Başkanlığı özerk bir yapıya kavuşturularak, din işleri bu kuruma bırakılmalıdır.
İşte o zaman laik olabiliriz belki…
Saygılarımla…