O değil de;

Nuray Hafiftaş sahnede birden, ’Evde kedi köpek aç bekliyor. Yemek vermeyi unuttum, gitmezsem hayvancıklar açlıktan oracıkta ölür’ diyerek seyircinin şaşkın bakışları arasında apar topar sahneyi terketmiş..

Niye öyle kötü kötü bakıyorsunuz ki?

Sayın Hafiftaş hayvanları aç mı bıraksaydı? Hayvancıklar açlıktan ölse miydi? Onu mu istiyorsunuz?

O sadece size, ’Hem siz kimsiniz ki, hayvanlarımdan daha mı değerlisiniz? Başka zaman yine gelir izlersiniz. Kaçmıyoruz ya!

Hem ben çok sorumluluk sahibi hem de çoook hayvansever bir kadınım, sanatçıyım... hadi beni alkışlayın’ mesajı vermiş. (Zannımca)

O değil de;

Gossip Girl oyuncusu Blake Lively hayatında sadece Üç erkekle öpüştüğünü itiraf etmiş. Film çekimleri dışında, düşünüldüğü kadar çok erkekle birlikte olmadığını söylemiş.

Cıx cıx cıx... hiç yakıştıramadım. SADECE 3 erkek mi! Olmuşken bir tabur falan olmalıydı... Film için öpüştükleri zaten sayılmaz. Onlar fasülyeden...

O değil de;

Küçükken ablamlar abimler arkadaşlarıyla oyun oynardı. Ben küçüğüm diye beni oyunlarına almazlardı. Ne zırlardım beni de oynatsınlar diye.

Babam, ’Ağlatmayın benim kızımı, o da oynasın’ derdi.

Bizimkiler bunun üzerine beni zoraki oyuna alırlardı ama her fırsatta yüzüme pis pis bakarak, ’Sen fasülyedensin’ derlerdi. Ben yine salya sümük.

Fasülyenin tam olarak ne anlama geldiğini bilmesem de kötü bişey olduğunu ve beni istemediklerini bilirdim. :)))))))) Aslında fasülye neden kötü hala anlamış değilim...

O değil de;

fasulyeden sevildim hep/oynadım fasulyeden/zararım külliyen mi yoksa/külliyen mi bünyeden

O değil de;

İyi bayramlar...