2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1660
Okunma
Elinde, evinde cam ya da bilya misketi olan var mı?...
Selvi Kozalakları misketimiz olurdu çoğu vakit... Yenicumâ Mezarlığı ana kaynağımızdı(Trabzon Çocuk Hastalıkları ve Doğum Hastahânesi’nin yeri- İnşaat başlama târihi: 24.9.1965).
Ceviz oyununu oynamak için, orta hâlli zengin olmak gerekirdi...
Siz, karamelâ oyunu oynadınız mı? geçen günü, Ünlü bir futbol antrenörü ve şair ağabeyle sohbetimiz sırasında dedi ki; "O vaktin ünlü futbolcularının resimleri, Karamelâ Şekeri kâğıtlarında çıkardı...(T.K.)" ben de hatırladım. Kâğıtların bir yüzünde o resmin sayı numarası vardı... ters çevirip iki elimizle karşı oyuncuya sorardık; tek mi, çift mi? Ya da hangi elimdeki sayı daha büyük?... oyun başında önemli bir kural söylenmeden oyuna başlanmazdı: Kaç Karamelâ kâğıdına oynuyoruz?... yenilen, kendine ait kâğıttan râkibine verirdi.
- Ters mi, Düz mü?
- Tek mi, çift mi?
- Büyük mü, küçük mü(numara sayısı)?
Sakızlardan çıkan artist fotoğraf kartları ile de bu çeşit oyunlar oynanırdı.
Mabel ve Golden Sakızları, üç Mm. kalınlığında ve 5Cm2 eb’adlı idi... şimdilerde de benzer sakızlar var herhâlde...?
Hâtırâlarda kalmış ve yazıya dökülmemiş neler varmış be Dostlar... yine yazdırdınız bana.
Selâm ile...
kadiryeter Kadir Yeter.
17.9.2010 CUMÂ. TRABZON.