O değil de;

Hiç öyle bakmayın. Referandumla ilgili hiiçççç bişi yazmıcam. Nedeni yok.. Öyle işte...

O değil de;

Heidi Clara’nın evine gitmişti de hep somun ekmekleri gizlice cebine atıp saklamıştı. Zenginden al fakire ver mantığı. Robin Hood’çuluk oynuyordu... kuş kadar aklıyla... sersem çocuk.

O değil de;

Minik Emir bizde. Halasıyla bayramlaşmaya geldi. Hemen gerekli görüşmeleri yaptım ve bu gece benim misafirim.

Mert Abisiyle birlikte South Park çizgi dizi izliyorlar. Alt yazılı. Gülüşüp duruyorlar. Keyifleri yerinde, anlaşılan çok eğleniyorlar.

Alt yazılı olan şeyleri hiç izleyemiyorum. Gereksiz bir efor sarfediyormuşum gibime geliyor. Hem filmi izle, hem yazıyı oku. Yabancı dil öğrenmek bile daha kolay sanki...

O değil de;

Yuh! demeyin yani, ayıp oluyor. Filmi izlerken aynı anda pörtlek mısır da yiyoruz herhalde. İçtiğimiz drink de cabası...

O değil de;

Bi şarkı var aklımda yine... Ne hoş melodisi, sözleri...

her sabah yapraklarımda/beliren damlacıklara/sensiz gecelerimin gözyaşlarına/şebnem diyorlar/ah bilmiyorlar...

O değil de;

İyi bayramlar...