iş tercihe geldiginde....


Bir gece vaktiydi Kandilli’nin sırtlarından Bogazın müthiş manzarasın da gördügümüz ahenk.
Etrafına ışıklı süslemeler yapılmış, geceleyim bogazın o serin dalgalarını yırtarak gecen vapurlar.
Hele bogazın bir bölgesi vardı ki, adeta carşaf gibi yüzeyinde... sahil kenarındaki dünkanların ışklarının dans ettigini izlemek.
Bir başka geceydi bu... etrafımdaki renkli gözlerin arasında, bu mühhiş manzaranın bana lütfettigi bir bütünlük.
Sanki manzaranın armaganıydı bana, bu mükemmel bal rengi gözlere sahip bayan...
Bazen tereddütte kalıyordum gece bogaz manzarasının esir edişimi, yoksa o güzel gözlere sahip bayanın gelip beni bu esirlilkten her defasında kurtarışı mı?.
Gece bu adı üstünde bir kaç renkli ışık gördügünde insanda çok farklı duygular sezdiriyordu.
Halbuki bal rengi gözlere sahip bayanın zarefeti öyleydi ki gece veya gündüz ben burdayım der havasındaydı.
Peki metrelerce yükseklikte dalgalar yaratabilen veya bir carşaf gibi durgun olabilen... gecesinde üzerindeki ışık oyunlarıyla büyüleyen, gündüzü ve serin rüzgarları ile tur sefasına imkan saglayan o güzelim İstanbul Bogazı mı?
Ya Da
Etrafındaki gözlerden ilk bakışta sıyrılan. Gösterdigi zerafet ve kullandıgı mimiklerle kendine esir koyan ve bir o kadar da insaflı olup özgür bırakan bir cift göze sahip bayan mı?
Sıra secime geldiginde hep boş atmış ya da hiç tanımadıgım birilerine verişimdir.
Bu sefer ikisini de yaşadım...birisi bal rengi gözlerinde hayata kocaman bakmamı saglayan... digeri ise muazzam gösterişli manzarası ile gece ve gündüz ayrı tat verebilen İstanbul Bogazı...