1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
679
Okunma
Yardım standında bulundum. Akşam iftarı için diğer gönüllülerle toplandık. Arkadaşımız masada bir bir yabancı geldi kendi standı hakkında bilgi verdi. Meğer gazeteciymiş, Belçika’da yalnız görev yeri Türkiye. Masamıza buyur, ettik. Beraber yemeğimizi yerken eşinin Türkiye’li olduğunu belirtikten sonra. Müslüman oldunuz mu? diye sordum. Hayır, ben olmadım. Benim dinim ayrı, onun dini ayrı dedi. Yalnız diğer masadakilerin hepsi kapalı. Ne kadar çağdaş bir durum. Oh ne güzel. Diye söylemlerde bulundu. Ben hayır dedim. Dinimiz bunu yasak diyor, eşininde müslüman olması gerektiğini belirttiğimde, lütfen o bir yabancı, Avrupalıya hoş görünmek misalinde beni tuhaf karşıladılar. Gerçekleri saklamanın anlamı ne. Gerçek bu. İkiyüzlü olmak değilde nedir? Maalesef, örtü altında, evet ben örtülü değilim. Ama hamdolsun dinimin gereklerini biliyor, ona göre de yaşıyorum. Bazı parti gruplarının öğrettiği gibi yaşayan bu başörtülülerden bugün korktum. Neden diye sorardım. Başörtüsü bu kadar konu ediliyor. Demekki korktukları doğruymuş, çok farklılar. Hemde çok...