Irakta soför ehliyetnamesi başvurusunda bulunduğumda işlemimi yapan görevli sormuştu!
“Ente Caferi? (sen Caferi misin?)
İsmim “Ahmet Hüseyin Ali’ydi” orada!
“La, Hanefi!”
Görevli yüzü buruşturmuştu. Kendisi Caferi mezhebine mensuptu çünkü.
Torpilim Eyalet emniyet müdüründen olmasa işim zordu.
Ülkemde kimsenin aklına gelmez bu! Yok Hanefi’ymiş, yok Şafi’ymiş, yok Aleviymiş, yok Dürzi’ymiş, Yok Türk’müş, yok Kürt’müş!
Soran var mı?
Yok!
Ama ileride bu olabilir!
İnsanımız buna fitneleniyor!
Seçiciliğe fitneleniyor!
Bakacağız suratına karşımızdakinin!
“Kardeş nerelisin?”
“Abi Muş!”
“ Kalmadı birader be!”
“Vitrinde gördüm!”
“Satıldı o!”
Böyle ayrışacağız!
Marketimiz ayrışacak, Camilerimiz ayrışacak, kahvelerimiz ayrışacak!
“Laz Market!”
“ Demirci Kava çay evi!”
“ Nakşibendî Camii!”
Tabi bunların hemen karşısına alternatifleri açılacak, yapılacak!
“Serbest piyasa siyaseti ve ekonomisi”
Bizde böyle olacak!
Olmayacak deyin!
Hadi!