tiler.patronun yanına çıktım.
"ya patron.iki gündür bu ne eziyet ya"
"ne oldu İsmail.sen benim en iyi elemanımsın.anlat bakalım."
olan biteni anlattım.güldü.
"olur böyle şeyler.kaygılanma.bir şey olmaz.senin burda kılına zarr gelmez.sonra öyle büyütülecek mesele değil"
"yani patron bencede.ama iki gün üst üste olunca canım sıkılıyo.birde nerden buluyolar beni?"
"sabur.sabır İsamail.boşver .bir şey yok.ver bakiyim şu çok meşhur cüzdanı.neyin nesi,neyin fesiymiş anlayalım."patron cüzdanı aldı,evirdi çevirdi.küçük bir kağıt parçası bulup çıkardı.
"şunu oku hele.ne yazıyor?.benim okuma gözlüğüm yanımda değil."
aldım buruşuk kağıdı okumaya çalıştım.
"şey yazıyo.Cengiz Erenyurt.1990 London."
"ya bu bizim Cengiz işte.Harun’la geliyolar ya markete"
"ha Göztepe’li Cengiz mi?"
"tabi o.ya alaem çocuk.madem cüzdanda bir şey yok ne taşıyon oğlum şunu.bizde merakta bırakıyon.boş bi cüzdan yüzünden .."
"ben garibanın birinin diye düşünmüştüm patron"patron güldü.
"sanki Cengiz gariban değil mi?"
telefonunu çıkardı.
"Cengiz.naber koçum.cebini yokla bi bakiyim cüzdanın yerinde mi....yok di mi...gel gel burda...ha ha ha"telefonu kapattı.
ya Usat işte böyle İsmail benim yüzünden markette boşu boşuna mesaiye kalmış"
"sen de verseydin birkaç kuruş harçlık"
"verdim.cüzdanımdaki tüm paramı verdim"
"aferin.bi daha ders olsun sana.olmayan paralarının cüzdanını hava olsun diye taşıma."
"töbe be Usta
"k param olcak diyede yersiz umutlara girme.Tanrı Teala zenginliği istediğine,ilmide çalışana verirmiş.hadisi şeriftir"
"o ne Harun Usta"
"sevgili peygamberimizin sözü "
"o ne söylemişse doğru söylemiş .amenna Usta.bugünkü dersimizide aldık kal sağlıcakla.bi de ben bi şey söyliyim.rahmetli musa kazım dedem derdiki.önemli olan mal zenginliği değil,gönül zenginliği diye.bugün bunu tekrar anımsadım sayende."
"ya bunları kulağına küpe yaparsın artık"
"inşallah Usta.inşallah"


Faruk tabak