Hollanda’nın başkentidir. 12.yüzyılda Amstel nehrinin kıyısında kurulan şehir, bugün Hollandanın en büyük kültürel ve parasal yönden en büyük şehridir.
Kanallar zamanında şehri korumak için yapılmış. Kanalların üzerinde rengarenk çiçekllerle kaplı yüzen evler bulunur.


Ayrıca şehirde muhteşem güzel müzeler var. En önemlisi Van Gogh, Historisch museum, Rembrandthuis ..

Şimdi size bizim ülkemizde mahrum olduğumuz ve olsa bile kullanamadığımız yoldan bahsedeceğim;bisiklet yolları.
Amsterdam bisiklet dostu bir ülke . Şehirde bisiklet yolları ve bisiklet park alanlarıyla bisiklet kültürünün geliştiğibir merkezdir.

Bizde ki bisiklet yollarında sadece yayalar yürür. Ben bu yüzden bisikletimle kaç kez yayaya çarpmamak için sağa sola direksiyonu kırarak düşmüşümdür. İmrenerek izledim bu güzel yolları ve kıskanarak...

Şehrin bir başka güzelliği ise meydanlarının çok oluşu ,trafiğe kapalı geniş alanlar ,şık kafeler ve mağazalar insanı adeta büyülüyor. Dom en önemli meydanlarından biri.

Kanallara gelince bir rüya, kendimi büyülü bir alemde hissettim. Alis harikalar diyarında..gibi...

Şehirde 880kanal ve bin köprü var. O köprülerin aralarından geçmek insana ayrı bir keyif veriyor. Rüya mı ? gerçek mi? anlayamadım..

Yel değirmenleri kentin simgesi olmuş. Değirmenlerin bol olduğu bir köye gittik ve rüzgarla çalıştığını , tebeşir tozu, boya , un .. yapımında kullanıldıklarını öğrendim.
Peynir , tereyağı ve süt ürünleri ve çıkolata çok güzel olduğunu söyleyebilim. Bolca tadlarına baktım.

Sıra da tahta ayakkabılar var nereseyse yazmayı unutuyordum. Balıkçı şehri olduğu için balıkçılar ayaklarını sudan korumak için tahta ayakkabıalr imal etmişler. Hem çok şık hem ayakları koruyor. Şehrin simgesi olmuş .Çeşitli süslemeler ve hediyelik eşyalar arasına girmiş bu sevimli ayakkabılar.

Tabi ki yine zaman kısıtlı olduğu için ilk olarak kanal turu ve ardından bu anlattığım yerleri gezebildik.

Kırmızı fener sokağı varmış, çok ünlü bir sokak ama orayı gezemedik.

Ben bu bisikletler şehrine aşık oldum. Yüzlerce , binlerce bisiklere bakakaldım. Keşke ben de aralarında olsam ve bisikletimle turlayabilseydim diye hayal ettim.

Ve ben bu kez gözlerimi bisiklet yollarında bırakarak gemime döndüm.

AMSTERDAM
aynı bir resim ve harika bir tablo şehir
yüreğim kanallarda attı
kanal yollar, kanal evler, kanal köprüler
ve kanallarda ördekler..
rüya gibi hayal gibi
dam meydanı
üzerinde köprüler, alttan gemiler
güzelim meydan ...
bisikletler yolda
sepetlerinde bebeler
çoçuklar, köpekler..
aynı şiir gibi resim gibi
duyguların anası
şiirlerin babası
Amsterdam nasıl şehir?
bu güzellik abidesi şehri
nasıl anlatsam
nasıl tarif etsem
aynı şiir gibi tablo gibi...

canan demirel