2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1167
Okunma
Günün yarısıydı. İstanbul’da metronun yer altından yeryüzüne çıkan merdivenlerinde, Remzi’nin telefonu çaldı. Ramazan Bayramı’ydı. Anonsların arasına karışan telefonda kadın sesi… Tanımadı. Ama ses, tanınmak istemez gibiydi. Beş on dakikalık konuşma; kısa, sade, tesadüf kadar derin. Telefon kapandı, Remzi’nin içi açılmadı. İçine bir şey düştü. Esenyurt garajında oto firmasında İstanbul–Mardin biletini kesti.
Remzi elli yaşındaydı. Kara yağız, omuzları hâlâ hayata dayanıklı, saçları zamana teslim. Evliydi, çocukları vardı; torunları bile… Ama ev, içinde ses olan boşluktu. Eşi her şeyi yapar, hiçbir şeyi hissettirmezdi. Sofra kurulurdu ama muhabbet kurulmazdı. Hizmet vardı, ruh yoktu. Sevgi, çoktan başka iklime göçmüştü.
Mardin’e döndüğünde günlerce o sesi düşündü. Adını öğrendi sonra: Yaşar. Duldu. İnançlıydı. İstanbul’da yaşıyordu. İlknur adında, gözleri nur taşıyan bir kızı vardı. Remzi bir gün aradı. Konuşmaları uzadıkça dünya kısaldı. Kelimeler çoğaldıkça suskunluğu azaldı.
Aylar geçti. Remzi, Mardin sokaklarında iş kovalarken içindeki boşluğu taşıdı. Evliliği kâğıt üzerinde sürüyordu. Aynı ev, ayrı yataklar… Sevgi istiyordu. Ama ona verilen, zakkum tadında sabırdı. Yutuyor, yutuyor, susuyordu.
Bir hafta sonu İstanbul’a gitti. Taksim’de buluştular. Kahveler soğudu, saatler ısındı. Yaşar’ın gözü toktu; sesi sakindi. Remzi onun az yemesinde, az konuşmasında derin doluluk gördü. O gece otelde iki ayrı oda tuttular. Yakınlık, mesafeyle korunmuştu.
Sabah ayrılık erken geldi. Remzi Yaşar’ı eve bıraktıktan sonra yürüdü. Sokaklar uzundu. İçinde bir yangın vardı; suyla değil, susmakla sönen cinsten.
Sustu.
Sustum güzelim, Dilim lâl, gönlüm emrinde. Sustum…
Zaman geçti. Telefon konuşmaları sürdü. Sevgi vardı ama ağırlık da vardı. Yaşar’ın kalbine Remzi’nin evliliği batıyordu. Remzi anlatamadı. Anlatamadıkça eridi. Ayrılık sessizce geldi. Ne bir kapı çarpıldı ne bir veda büyüdü. Sadece susuldu. Remzi artık sokaklardaydı. Mardin’in dolambaçlı yollarında, kedilerle, köpeklerle, taşlarla konuşuyordu. İnsanlardan değil, Allah’tan bildi sevgiyi. Ve sustu.