Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
ulasbey
ulasbey

Gülümse

Yorum

Gülümse

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

607

Okunma

Gülümse


-Günaydın sevgilim.
-Günaydın canım.

Erdem uyandı. Sol tarafına bakar bakmaz yine yüzünü o gülümseme kapladı. Beste’nin aşık olduğu o gülümseme.

Saat 9:30du. Bir yıla yakın bir süredir işsizdi. Ailesinin ona gönderdiği parayla yaşıyordu. Sahi, ona neden para gönderiyorlardı? Eli ayağı tutuyordu, bir işe girebilirdi. Son işinden neden ayrıldığını da bilmiyordu, hatırlamıyordu. Çok da kafa yormuyordu bunlara.

Mutfağa gitti ve kahvaltı hazırladı. Bu inceliği Beste için yapmayı seviyordu. Gerçi Beste pek bir şey yemiyordu, sadece ona bakıp onunla konuşuyordu ama bu yeterdi Erdem’e. Onu sevdiğini biliyordu.

Son bir sene içinde işiyle birlikte birçok şeyden kopmuştu. Neredeyse hiç dışarı çıkmıyordu. Bu yüzden de pek arkadaşı kalmamıştı çevresinde. Sadece Cenk vardı o da pek arayıp sormazdı. Geçmişi düşünüyordu ama hafızasındaki görüntüler çok bulanıktı. Yormadı yine kendini.

Oturdular kahvaltı yaptılar Beste’yle. Biraz sohbet ettiler çokça da bakıştılar. Aşk kelimeleri söylüyor aşk cümleleri kuruyorlardı usulca. İkisi de andan zevk alıyor gibiydi.

Kahvaltıdan sonra odada oturdular. Baktılar birbirlerine uzun uzun. İkisi de delmek istemedi sessizliği. Sustular ve izleştiler hayranca. Erdem yine gülümsüyordu.

Erdem markete gidiyordu. Günlük gazetesini ve yiyecek birkaç şey alarak döndü eve. Beste’yi göremedi. “Muhtemelen yürüyüşe çıkmıştır.” Dedi kendine ve gazetesini okumaya koyuldu. Tam gazetesini okurken telefon çaldı. Pek duymuyordu bu sesi, garipsedi. Kalkıp baktığında ekranda Cenk yazıyordu. Cevapladı :

-Abi nerdesin sen?
-Evde.
-Bugün bi görüşebilir miyiz?
-Yine aynı mevzuu mu Cenk?
-Abi bi görüşelim yüz yüze. Hadi be!
-İyi, peki.
-Tamam abi yarım saat sonra seni evden alırım.
-Tamam.
-Görüşürüz.
-Görüşürüz.

Yarım saat olmuştu. Erdem hazırlanırken Beste hâlâ gelmemişti. Bu konuya çok takılmadan çıktı evden.

Cenk’in arabasıyla sakin bir köşeye geçtiler. Yolda aldıkları biraları açtılar ve muhabbet ettiler biraz:


-Ya oğlum n’apıcam ben mezarlıkta? Ne işim olur? Ne gösterecekmişsin orda?
-Erdem. Ne abi bu “zor adam” tripleri? Lütfen gidelim yarın. Hayatın için önemli bir şey bu.
-Ne tribi ya? Ayrıca benim hayatım Beste. Onun dışında önem yok benim için.

Cenk duraksadı. Gözyaşını içinde tutarak :

-Abi gidelim yarın lütfen. Hatırım için.
-Ne yapıcam orda ben söylesene? Havası bile kasvetli.
-Rica ediyorum abi senden. Sadece rica.

Erdem Cenk’in gözlerinin dolu dolu olduğunu görünce kabul etmek zorunda hissetti kendini. Neden gözleri dolmuştu ki Cenk’in? Aslında ilgilenmiyordu. Aklında Beste’si vardı çünkü şuan.

Eve vardıklarında hava kararmıştı. Cenk’i eve davet etti ama o çıkmadı yukarıya. Hiç kabul etmiyordu bu daveti.

-Neden çıkmıyorsun oğlum ya?
-Yok abi gidiyim arkadaşlar bekliyor.
-Hiç gelmiyorsun ama.
-Geliriz abi bi ara ayıp ettin. Ama şimdi acelem var.
-Peki o zaman görüşürüz.
-Görüşürüz abi yarın sabah. Kendine iyi bak!
-Sen de.

Eve girdi, Beste’yi gördü. Sarıldı sıkıca. Hiç konuşmadılar sadece dakikalarca sarıldılar. Sonra da yatakta yüz yüze dönüp bakışarak uyudular.

*

Sabahın köründe Cenk’in telefonuyla uyandı. Geciktiğini fark etti. Yatağın solu boştu bu sabah. Beste duştaydı herhalde. Çabucak hazırlanıp çıktı. Çok uzun işleri olduğunu sanmıyordu.

Mezarlığın içinde önde Cenk yüzünden süzülen gözyaşlarını Erdem’e belli etmemek için arkasına bakmadan yürüyordu. Erdem de bezgin bir ifadeyle onu takip ediyordu. Cenk durdu. Tam önündeki mezara baktı, sonra da mezar taşına. Kendini toparlama çalıştı, gözyaşlarını sildi ve Erdem‘e döndü.

-Abi n’olur kendine gel artık. Gerçeği görmen için geldik buraya. Bir yıldır ömrünü yedin bu yaşında. Yüzleşmeni istiyorum gerçekle çünkü yaşayan bir Erdem görmek istiyorum ben artık!

Mezarın önünden çekildi. Erdem mezar taşına bakakaldı.

BESTE DİNLER

25.11.1984 – 03.07.2007

Tam bir sene olmuştu. Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı ve Beste’nin sözlerini hatırlardı : “Aşkım ne olursa olsun en zor anında bile gülümse. Gülümsemen aramızda bir bağlantı kuruyor sanki. Gülümsediğinde hissediyorum seni ruhlarımız iç içe geçmiş gibi…”

Erdem gökyüzüne baktı. Ve tam o sırada bir damla yağmur düştü alnına. Ve bir daha ve bir daha…


Ulaş Kalkan

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Gülümse Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gülümse yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gülümse yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
12.8.2010 18:35:02
Beğeni:
0
Okunma:
607
Yorum:
0
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL