18
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2688
Okunma

Annemin rahatsızlığı hepimizi üzmüş perişan etmişti
Yanlış yapılan ameliyat sonrası bir ameliyat bir ameliyat daha derken
Kendinin bile hatırlamadığı kadar çok bıçak yarasına sahip olmuştu gencecik bedeni
Dolayısıyla sürekli hastanedeydi.
Ve uzun zamandır annemizi görmüyorduk
Ben daha küçüktüm ilkokul 4e gidiyordum.10 yaş nedirki.?
En küçük kardeşim bir yaşında bile değil.Onun büyüğü üç yaşında ve böyle bir sıralama
En büyük abla olarak annelik görevini istemedende olsa üstleniyorum.
Sabah kalkıp sobayı yakıyorum.
Kahvaltıyı hazırlayıp kardeşlerim yerken ben yatakları düzeltip evi toparlıyorum
Bir taraftan annesizlik bir taraftan okul bir taraftan yemek yapmayı bilmeyen ben.
Baştan evcilik gibi gelen bu oyun sonradan beni yormaya başlıyor
İlk yaptığım yemeği hatırlıyorum.Prinç pilavı.!
Annem yaparken izlemiş olmalıyım.
Önce yağı eritiyosun .Ben ne bileyim o zaman arpa şehriye konduğunu bir avuç princi arpa şehriye niyetine kızarıncaya kadar kavurdum
Sonra yıkanmış prinçleri ilave edip tuzunu kattım az su üzerine çıkana kadar koyup altını kıstım .Öylede güzel olmuştu tane tane.
Bir tencere pilav bitmiş kardeşlerim tekrar istemiş ve ben yeniden yapmıştım
Sonraları farklı şeyler denemeye başladım
Aldığım tariflerle ve benim kattığım farklılıklarla bayağı ilerletmiştim yemek yapmayı.
Yinede zordu anne olmak .En çokta annesiz olmak.
Okuldan gelince yemeklerimizi yer.Ödevlerimizi yapar sonrada yatakları açardım .Işıklarıda söndürür.En küçük kardeşlerimi iki yanıma alır kendimce uydurduğum masallarla ,kah güldürürdüm kah korkuturdum sözümü dinlemediklerinde
Çocukluk işte.!
Hafta sonları köye dedemlerin evine giderdik.Babaannem sofralar kurar
Ama bizim boğazımızdan geçmezdi lokmalar
Gülmeyi unutmuştuk
Birbirimize göstermeden ağlardık .Anlardıkta yine de üzülmesin diye hissettirmezdik.
Ağlardık kendi içimizde gözyaşlarımıza tutunarak
Sanki masallardaki kötü kalpli cadı pamuk prensese zarar verecek ve iyilik perisi onu kurtaracaktı.
Biz de böyle olacağını düşünüp hep ,Allaha bildiğimiz sureleri okuyup dua ederdik ki Annemizi bize geri getirsin diye.
Yeni doğmuş buzağı bile annesinin kendine gösterdiği ihtimamın farkında nasılda boynunun altına girip kokluyor ,kokusunu
Yumurtadan yeni çıkmış civcivler nasılda annelerinin kanatları altına saklanıp kendince korunuyorlar
Ya biz bizim annemiz yok ki yanımızda
Bahçelerdeki türlü meyvalardan annem için topluyoruz.
Ona beğenerek aldığımız çantanın içine itinayla koyuyoruz
Gül bahçelerindeki en güzel renk renk tomurcuk gülleri kesip demet yapıp annemize
giderken götürmek için koyuyoruz bir köşeye.
Söz vermişti babam ama bizi hala götürmemişti
Daha sonra şimdi olmaz deyip bizi sürekli oyalıyordu.
Ama nedense o sonralar hiç gelmedi.
Biz ise her defasında solup kuruyan gülleri atıp yerine yeni güller demetliyor ve çantada
çürüyen meyveleri atıp yerine yenilerini koyuyorduk
Babam belki her an gelir bizi annemize götürür umuduyla bekliyorduk
Biz yine bekleşirken komşunun yaşı benden büyük olan kızı gülerek geldi.
--Hayırdır neye gülüyorsun ,diye sordum bana
--Annen öldü .dedi
Neye uğradığımızı şaşırdık.Beynimi bedenimi kısacası kendimi hissetmiyor adeta uyuşmuşcasına afallayarak bakıyordum .
Öylece anlamını bilmediğim bir hisle ve boş boş
Sadece kardeşlerimin çığlığnı ve "anneciğim anneciğim neden neden bizi bırakıp
gittin biz daha küçücüğüz "diye feryat edip kendimizi ordan oraya atıyorduk
Tüm gülleri ona verecektik
İyi olup topladığımız meyvalardan yiyecekti
Komşu kızı birşeyler diyor ama biz duymuyor sadece ağlıyorduk
--Durun ne olur ağlamayın.Ben sadece şaka yapmak istemiştim.Böyle ağlayacağınızı hiç düşünmemiştim .Şaka olduğunu söylemeye fırsat vermeden ağlamaya başladınız
Oysaki biz her zaman ağlıyorduk
Sen nerden bileceksinki annesizliği.
Annemin kokusu diye o gün çıkarıp bıraktığı kıyafetleri
içimize derin derin çekerek kokluyoruz biz
Sıcaklığını hissetmek için yatağına doluştuğumuzu
Kopmuş önlüğün düğmesini kimse görmesin diye ,dikmeye çalışırken elimize batan iğne izlerinin acısını
Çamaşır yıkamaya çalışırken kaynar sulara aldanarak ellerimizi yakışımızı
Annemin bize örerken yarım kalmış örgülerin bile sepetteki yerinde öylece kalışını
Gelsin annem yeterki gelsin bir daha onu hiç ama hiç üzmeyeceğiz diye yeminler edişimizi.
Bizim ağzımız daha süt kokuyor
Sen ne bilirsinki
Bize almış olduğu bayramlıklarımızı giymediğimizi .İki bayram annesiz geçirirken
rengarenk şekerleri yemeyişimizi , aldığımız harçlıkları görmeyişimizi
Sen ne bilirsinki
Senin annen yanında .Onun için sana başkalarının üzüntüleri şaka gibi gelir
Sen ne bilirsinki.
Biz annemizi çok özledik
Hemde hiç kimsenin bilmeyeceği bir aşkla bekledik