7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2614
Okunma
Ben, beni sev demedim. Sevdim dedim, ben seni. Sev cümlesini hangi seven kullanır, gerek duyar mı; gerekli mi? Hangi şiir aşksızdır veya hangi yar sevgisizdir? Hangi bahçe gülsüzdür, hangi mezar ölüsüz?
Anlamıyorum?
Uykudayken neye yarar ışıklar? Neyi aydınlatır ki? Her geceye yaslıdır. Geceye asılıdır; gecededir hep aslı. Anlamıyorum!
Bu yazda avutmuşum kendimi, boşu boşuna. Oysa tenimle beraber, gönlümde yanmış. Küllerimi savuran rüzgar hatırlatıyor nafile yandığımı!
Yaz bitmiş yazıyorum bu değersiz yazıyı. Yaz yazıda dert yazgıda birileri kızdı da…
Esirgeme bir tutam tebessümü; söz aldım hayalinden, ne söylesem boş…
Zaman,
Zamansızlığa sahte okey olmuşsa; benim suçum ne?
Sığmıyor doluya, boşu dolmuyor. Bilmiyorum? Bu nasıl oluyor!
Tutmuyor acı sevincin yerini. Gül kanatır olmuş öpen her dudağı. Kokusu da olmasa viraneye dönecek. Yosun kokusu sinmiş her kayaya. Martılar anlamıyor. Kıyılarsa toz duman; kumsalda iz kalmamış…
“yağmur dileniyorum masmavi gökyüzünden
Bulut çökmüş gönlüme neye yarar sağanak”
Şarkılar var içimde dilim dönmez demeye, acıtıyor her mısra; şiir nasıl yazılsın!
Aşkı keskin uçlu mızraklarda yaşadık, hep battı bir tarafı. Kalleş yollar mı oldu? Virajları olunca… sevmesine sevdik; sevmeyi bildik, adam gibi! Neye yaradı?
Küskün tarak kel yaptı. Zaman geçti içimden, ardıma baktığımda ömür kemale ermiş ne kalmış ki geriye… bir tutam günden başka…
Bil böyle ey vefasız en karacasından sana da olur gece. Sabahı dilenirsin; dilen! Ve her sabah güneş batsın içine; acıta acıta…
YAZ BUNU BİR KENARA; YAZ... BU YAZ BUNU UNUTMA…
Sami ARSLAN