4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
606
Okunma
„Demir aglarla ördük ana yurdu dört bastan“ diye baslayan kendimize ait veciz sözlerimiz vardir ya!Buralari gördükten sonra „acaba?“diyorum.Demir aglarla bizler mi, yoksa Almanlar örmüsler vatanlarini.Kendi kendimi yiyorum,kahroluyorum.Sehrin ara sokaklarina dek demir yollari,örümcek agi gibi… Trafigin tikandigi,arabalarin birbirlerine „dat!“ diye korna caldiklarini asla isitmedim.Zaten bütün ulasim metroyla; sehirlerarasi ise trenle yapilmakta.Otobüs terminali diye bir sey yok.Daha dogrusu tasimacilik otobüsle yapilmiyor.
Sehir icinde acili arabesk müzigi ile insanlarin icini burkan minübüslere rastlamak mümkün degil.Minibüsler de, otobüsler gibi tarihe karismislar.Sadece bizlere mahsus.
Bisiklet, yasamin vaz gecilmezlerinden.Kaldirimlarin üzerinde bisiklet yolu ayrilmis.Bir santim disari cikamaz,yalpa yapamazsin.Trafikte yayalara öncelik taniniyor.Tasitlar,zink diye duruyorlar.Biz deki gibi „hoppp hemserim,burnunun önüne baksana“gibi efelenmeler yok. Kaldirimda yürürken es kaza bisikletlinin yoluna girer de carpisirsan yandin.Eger bisikletli uyanik birisiyse „of anam,boynum!“ diye kendini yere atarsa iki bin euroyu gözden cikarmaya razi olmak zorundasin.
Kurallar,cok acimasiz bir sekilde devam ediyor.Metroda biletsiz yakalandiysan 40 euro cezasi var.Yanlis yere arabani park edemezsin.Korsan parkcilar yok buralarda.
Sehir mezarligini merak ettim.Geziyoruz.Hayretler icerisindeyim.Alabildigine büyük park görünümünde.Ana ve tali yollar düzenli.Yoldan iki metre icerden duvar seklinde yarim metre yüksekliginde cit bitkisi uzaniyor.Yol ile cit bitkileri arasindaki bos alana beilrli araliklarla ölüler defin edilmis.Üzerlerindeki cicekler,insanin icine hos bir duygu vermeye devam ediyor.Kus sesleri,muzik festivali veriyorlar sanki.
Zaman zaman sokaklarda ilginc durumlarla karsilasmaktayim.Sadece yüzleri acik müslüman olan Alman kadinlarini görüyorum.Buna tezat kabak cicegi gibi acilip sacilan Iranli kadinlara rastliyorum.
Yüz profillerinden hangi milletten olduklari anlasilan bir sürü insana rsatlamak olasi.Sehrin nüfusu köyler de dahil bes yüz bine karsilik otuz bin Türk var.Türk is merkezlerini gördükce gögsüm kabariyor.Buradaki simdiki versiyon altmis yillarinda isci olarak gidenlerden cok farkli.Iki dil bilmeleri güzel bir gelisme.Eskilerden hala iki kelime almanca bilmeyenlere rastlamak olasiymis.
Bizim kizilay gibi olan sehrin merkezindeyiz.Apsürt durumlarla karsilastikca sasiriyorum.Genelevi ve fahiselerin calistiklari evler,tam merkezde.El salliyorlar.Grup olmus, esrar icen genclere,sarap sisesini kafasina dikerek yürüyenlere,para isteyen almanlara rastladikca bu da Almanlarin baska kraesyonu diye düsünmekten kendimi alikoyamiyorum.
Dondurma yemek icin Italyan pastanesindeyiz.Siparisimizi beklerken yan Masada ilginc bir duruma sahit oluyoruz.Patlama sesiyle irkilip o tarafa bakiyoruz.Zenci kadin,ellerini karnina bastirmis ciglik atiyor.Belli ki cani yanmis.Meseleyi anlayamadik ama biraz sonra ilk yardim ekibi geliyor.Ogluma soruyorum:
„Ne olacak?”
“Baba,kadin toplum icinde rencide oldugunu ileri sürerek yüklü bir tazminat koparabilir.”
Pazar günü gezerken can sesleri ile irkiliyorum.Ogluma “hadi gidip bakalim”diyorum.” Kapali” diye yanitliyor.Protestan agirlikli bir bölge oldugu icin,kiliselere gitmiyorlarmis.Onlar icin yasam;bu dunyada baslayip bu dunyada son buluyormus.Bu yuzden ahiret inanclari sifirmis.
Piknik yapmak icin mesire yerindeyiz.Az da olsa günes yüzünü göstermis,bulutlarin arasindan bize gülümsüyor.Bütün agaclarin alti insan kayniyor.Günesi firsat bilip anadan dogma yatanlar cogunlukta.Hatta cirilciplak göle girip serinliyenler bile var.Ister istemez gözlerim kayiyor bacaklar arasindaki bakimsiz ormanlara…Bana cok ters geliyor böyle durumlar.Tiksiniyorum!..
Not:Klavyeye acemiligimden dolayi hatalarimi hos görünüz.
HANNOVER
DEVAM EDECEK