Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
Mustafa Mert KIZILTAN
Mustafa Mert KIZILTAN

UÇURUMUN KIYISINDA

Yorum

UÇURUMUN KIYISINDA

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1587

Okunma

UÇURUMUN KIYISINDA

UÇURUMUN KIYISINDA

Biri intiharın eşiğindeydi, diğeri ise güzel bir hayatın başlangıcında. Kimisi için son olan şey, kimisi için yeni bir başlangıç demekti. İlkinin kalbinde ikinciye duyulan aşk vardı, ikincinin ise başka birisine hissedilen duygular. Yarım kalmışlığın yanında tamamlanmışlık. İsmini bile bilmediği yerlerde, Gözyaşlarına karışan hıçkırıkların sesinden haberdar olmayan gülüşler. Hayatının artık anlamı kalmadığını düşünen birinin yanında, hayatın ne kadar güzel olduğunu haykıran gözler. Ve belki de onları bir daha asla göremeyecek olan birisi. Kim bilebilir, o gözleri görememekti belki de onu bulunduğu uçuruma iten neden. Önce uçurumun altındaki kayalara ilişti gözü, daha sonra onlara ardı ardına vuran köpüklü dalgalara. Sanki hayatın yansımasıydı orada olan şey. Sürekli üstüne gelen hiç sonu olmayan dalgaların, mutsuzluğu yüzüne tokat gibi vuran kaderin canlandırılması. “Hayat kimse için adil değil” dedi, eğer öyle olsaydı çocukluğumuzda inandığımız şeylere hala inanıyor olurduk. Ve bir adım daha attı bekleyen kaderine doğru. Kararını vermişti, yaşamını tam bu uçurumun dibindeki kayalıklarda ve ardı ardına gelen dalgaların kucakladığı azgın denizde sonlandıracaktı. Aylar öncesinde yaşamının ne kadar güzel olduğunu düşünen birisi için ne acınası bir sondu bu. Dalgaların sesleri düşüncelerine eşlik etti. Şimdi her zaman değersiz olan şeyler bile değer kazanmıştı. Azgın dalgaların üstünde uçan martılara baktı. Çığlıklarıyla havada daireler çiziyorlardı. Küçükken hep onlar gibi uçmak istemişti. Hiç gerçekleşemeyecek bir hayaldi bu. Ve ona göre tanrının adeletsizliğinin gerçeğiydi bütün olanlar. O uçurumun dibinde bulunmak bile aslında onun adaletsizliğinin parçasıydı. Bütün düşüncelerini bir kenara atıp tekrar martılara bakmaya başladı. “Aslında” dedi kendi kendine “Sanırım önemli olan uçmak değil, özgür olabilmekti. Ardında mutsuzlukları bırakarak, kaçabilmek için başka diyarlara.” Bir adım daha attı uçurumun kenarına doğru. Rüzgar üstündeki ceketi havalandırdı, kravatı başının yanına doğru dalgalanmaya başlamıştı. İntihar edeceği aklına geldikçe içini bir korku sarıyordu. Acaba tek çözüm bumuydu? “Evet” diye cevapladı kendi sorusunu. Yıllarca mutluluğu beklemişti. Ona ulaştığında her şey sonsuza kadar güzel olacaktı. Tıpkı çocukluğumuzda bize anlatılan masallar gibi. Hep kendi mutlu sonumuzu hayal ederek yaşadığımız. Ama gün geçtikçe gerçeklerin, o mutlu sonun aslında kötü olduğunu yüzümüze vurduğu ana kadar bu hayal devam eder. Daha sonra inancımızda o mutlu son gibi bize saçma gelmeye başlardı. Sevdiği kadın geldi aklına. Oysa ne kadar da muyluydu ne kadar da bütün isteklerini kaplamıştı. Adeta bir parçası olmuştu. O kadar büyük bir parçasıydı ki eksikliği onun hayatını bu uçurumda sonlandırmaya yeterdi. Şimdi ise dönülmesi imkansız yoldu. Yaptığı tek bir hata, ömrü boyunca beklediği o mutluluğu param parça etmişti. Ve şu an parçalanan kalbi atmaya çalışıyordu. Bir adım daha attı çıkmaz kararına. Kötü sonla bitiyordu onun masalı. Tek kötü sonla biten masalda onunki değildi. Belki pek çokları vardı ve pek çokları da olacaktı. Biliyordu ki intihar ettikten sonra insanlar onu yargılayacaktı. Çünkü bu insanlarca hoş karşılanan bir şey değildi. Acaba onlar da benim yaşadıklarımı yaşasalardı bu uçurumun kenarında olurlar mıydı diye düşündü. Ailesi geldi aklına. O öldükten sonra ne kadar da üzüleceklerdi. Belki de ailesi de onun acısına dayanamayıp arkasından gelecekti, her şeyin sırtını bilinmezliğe dayadığı bir hayatta olacakları kim bilebilirdi. Küçükken annesinin elini tutarak parka gidişi geçti gözünün önünden. Hastalandığında gecenin ortasında uykusundan kalkıp ateşi düşsün diye annesinin ona kolonya sürdüğü günleri düşündü. “Hiçbir kadın bir erkeği annesi kadar büyük bir aşkla sevemez” dedi kendi kendine. Belki de hep aradığı o mutluluk hep yanında olmuştu. Ama onun ki her şeye rağmen kötü sonla biten bir masaldı. Ve kararını çoktan vermişti. Ölümle yaşam arasındaki fark bir adım kadar uazağındaydı. Sonrası ise hiçbirşeyin olmadığı kadar büyük bir boşluktan ibaretti. Bir adım geri atması ona yaşama devamı sunacaktı. Bir adım ilerisiyse ölümü. Karar ona aitti. Yaşamak ya da ölmek. “Özür dilerim anne. Beni affet.” Dedi. Ve kendini uçuruma bıraktı. Kayalara ve acımasız dalgalara doğru düşerken gözünün önünde tek bir görüntü vardı; ona gülümseyen annesinin yüzü. Ölüm onu dalgalarla kucakladı ve bağrında boğdu. Onun ki kötü sonla biten bir masaldı.

UZUN YILLAR ÖNCESİ: Hastanede küçük bir çocuk doğdu. İlk yaptığı şey ağlamaktı. Belki doğduğunda biliyordu kötü sonunu. Ama her şeye rağmen yaşamaya değerdi belki de. Daha sonra annesi çocuğunu küvezde ziyaret etti. Oğlunun yüzünde saf bir gülümseme vardı. “ Dünyanın en güzel duygusu bir çocuğunun olmasıdır” diye düşündü içinden. Ve oğlunun büyüyüp evlendiği, yaşlanıp çocuklarının olduğu anı hayal etti. Oda o gün anlayacaktı hayatın ne kadar güzel ve yaşamaya değer olduğunu…

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Uçurumun kıyısında Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Uçurumun kıyısında yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
UÇURUMUN KIYISINDA yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Davidoff
Davidoff, @davidoff
27.7.2010 15:09:58
Sizi başka bir yazıya yapmış olduğunuz yorumla fark ettim...

Benim için çoğu zaman yapılan yorumlar,şiirlerden ve yazılan yazılardan daha değerlidir.ÇOK GÜZEL BİR YAZIYDI TEBRİK EDERİM.
diye sayfama yorum yapacak bir şair veya yazar arkadaşa sizin sayfanızdan TEŞEKKÜR ETMEK kısmetmiş.Sağolsunlar benim gerçek yorumculara ihtiyacım var.Sayfama gelip HELLOO diyecek olan yorumculara değil.

Yazınızı gerçekten okumaya doyamadım.Her zaman gerçek eleştrilere açık olun ki gerçekten bu sizin gelişmenize at gözlüğü takmadan yardımcı olabilsin.Defalarca kutlarım sevgili KIZILTAN.Yolunuz açık olsun.
gonulbeyan
gonulbeyan, @gonulbeyan
26.7.2010 23:41:31
GÖNÜL KAYNAR 26.07.2010 Pazartesi 23:27

Çok etkileyici ve betimlemesi çok güçlü bir kalem...Sizin de belirttiğiniz gibi yaşam kimse için adil değil...Adil olan tek şey ölüm..!!! İster zengin ol,ister fakir...kim olursan ol ,ölümden kaçış yok..Giderken de hepimizin götürdüğü tek şey bir kaç metre bez.....İŞTE ADALET BUDUR!!!! Kutlarım sizi ,yazmaya devam edin lütfen .Aydınlık yarınlar dileğiyle..
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
26.7.2010 19:06:38
10 puan verdi
Çok etkilendim. Gözümde canlandı kayalıklar ve ölüm. Anneler doğduğumuzdaki ilk gördüğümüz yüz, öyküde de son hayalinde gördüğü yüz.,, Yine aynı.. Kaleminiz müthiş kuvvetli. Okumak güzeldi. Tebrik ederim. Saygılarımla..
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
26.7.2010 04:01:46
Beğeni:
0
Okunma:
1587
Yorum:
3
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL