Işık Altındaki Aydınlar.
Bazı köşe yazarlarını, Ben Aydınım diyen Aydınları, okuyup takip etmeye çalışıyorum, anlamaya çalışıyorum. Maalesef Konuştuklarından, yazdıklarından bir mana çıkartamıyorum. Türkçenin katledildiği yazı ve konuşmalarda sanki anlaşılmak istemiyorlar, izlenimi kaldı akıllarımızda. Tabi böyle olunca ortaya birde yorumcular peydah oluyor, yok öyle demek istedi, yok böyle demek istedi. Ne yaptığını bilene aşk olsun. Adamın konuştuklarına baksan Diyanetin sol şubesi sanırsın adam her şeyi biliyor.
Adama soruyorlar
—‘’efendim böyle bir konuşmanız var. Ne demek istediniz’’?
—‘’Ben onu filan kitabımda yazdım alın okuyun.’’Diyor zat.
Adam üç kelime konuşuyor, üç kelimeye, bir kitap yazıyor genede anlamak ne mümkün.
Mesela başka bir arkadaş var, Adına baksan züccaziyeci sanırsın, TV8 kanalında program yapıyor. Dala geçer gibi, Müşteri bekleyen taksi şoförü gibi yan dönüyor kameraya. Söylediği her şeye gülen bir konu mankeni var karşısında. Konuştuklarının yarısı azgında kayboluyor. Eminim güzel şeyler söylüyordur, ama anlayan yok. Hani demiş ya kadın aşığına ‘’Sevgilim beni bir tek sen anlıyorsun sende yanlış anlıyorsun.’’ Öyle, Programcı kardeşimizi, bir tek konu mankeni anlıyor. O da inşallah doğru anlıyordur. Babadan oğluna gazetecilik, tarihçilik böyle demek ki.
Başka bir TV kanalında başka bir arkadaş daha var. Tam komedi. Güya ciddi program yapıyor hiç, gülmüyor. Adamın adı Doğru haberci, Tarafsız haberci. Bangır bangır tarafsızım, yansızım diye bağırıyor. Her hafta bir yandaşından ödül, pof pof. Uygulamaya bakıyorsun adam Andırın kabağı gibi ortada iki kişiden birine taraf.
Adama soruyoruz ‘’efendim işte şurada taraflı davrandınız, yan oldunuz’’ adam size kaç yıldır tarafsız haber yaptığını anlatıyo. Sizi dinlediği yok papağan gibi ezberlemiş aynı şey ‘’Tarafsızım, Yansızım.’’işte böyle olunca da ortaya çeşitli komediler ulu orta sergileniyor, bizede ne demek istiyorlar diyerek düşünmek kalıyor geriye Fakı Haşimoğlu/7/2110