10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1058
Okunma


Çocukluğunda annesinin dizinin dibinden hiç ayrılmadı.Oyuncakları olduğu halde oynayamadı!Yasaklanmıştı çünkü!.Uzaktan bakmakla yetinirdi!.Her söylenileni papağan gibi tekrarladı.Hiç itiraz etmedi.Gittikçe pısırık bir yapıya büründü.Özgüvenini bir türlü edinemedi.Elbisesi yırtılmasın diye sokaklarda oynayamadı!Yasaklanmıştı!Anne baskısıyla kişiliğini bir türlü kazanamadı.
Kocaman çocuk olduğu halde;annesinin zoruyla kadınlar hamamına birlikte gittiler.Okuldan kız arkadaşını gördüğünde yerin dibine girdi!Annesinin uysal çocuğu olduğu için içindeki isyanı,bir türlü patlayamadı.Sustu!Hep sustu!..
Büyüdü. Askerliğini yapıp geldi.
Aşık olduğu komşu kızını,annesine utana sıkıla söylediğinde:
- Aşkın yerin dibine batsın!Kürt kızı evime gelin giremez! Tepkisiyle karşılaştı.
Annesinin beğendiği kendi ırkından sevmediği biriyle zorla evlendirildi. Pısırık bir yapısı olduğu için; gerdek gecesinde kediyi bacaklarından ikiye ayırıp,eşine göz dağı veremediğinden;ilk geceden eşinin emir eri oldu.
KPS.imtihanlarında şans yüzüne nasıl güldüyse,devletin itaatkar kadrolu memuru oldu.
Evrak dosyaları arasında ömrünü tüketti.Memurluğu boyunca birkaç klişeleşmiş sözleri,papağan gibi tekrarlayıp durdu:
- Hayhay efendim!Peki müdür bey!.
Yağlı kravatı boynundan hiç çıkmadı.
Eşi ve annesi kızdıklarında; öfkelerini, hep kravattan aldılar.Onu koyun gibi sürüklediler.
Hep sahte gülücüklerle mutsuzluğunu kamufle etti. Dert ortağı bir dost edinemedi.Sadece içsel dünyasında kendi kendisiyle barışık oldu.
Gizli gizli şiirler ve öyküler yazdı. Yazdıkları, sığınabileceği tek liman oldu.Yazdıklarını hiç kimseyle paylaşmak istemedi.
Eşi bir gün yazdıklarını görünce çılgına göndü:
- Aşk mektupları yazarsın,üzerime gül koklarsın,ha! Diye bir ton dayak attı.
Çocukları, büyüdü.Hepsi de Türk-kürt kardeşliğinin anlamsız savaşında şehit oldular!
- Vatan sağ olsun! Demekle yetindi.
Askerlik yaptığı şehirden başka bir yeri göremedi.
Ömründe bir kez olsun tatile gidemedi. Sırtı bir tek elbise gördü.O da damatlık!Başka elbiseye boşuna para gitmemesi için eşinin ve annesinin:
- Hep aynı kiloda kalmak zorundasın! Emrine aynen uydu.
Her canlı gibi o da yaşlandı.
Ölmeden birkaç gün önce kağıt parçasına kısa bir vasiyet yazdı:
“ Şan ve şöhret peşinde koşmadım!Ucuz kahramanlıklar yapmadım!Sade vatandaş olmak için bütün emirlere uydum!Tek dileğim,bir daha dönmemek üzere bu gezegenden gittiğimde;sevenlerim,mezarımın başına ,okumam için roman getirsinler!
Trafiğin yoğun olduğu bir saatte bir arabanın altında ezilip, Allah’ın rahmetine kavuştu!
Ailesi,cenaze masrafı olmasın diye sahip çıkmadı.
Belediye,O’nu kimsesizler mezarlığına defin etti.Mezar taşının ad ve soyadı kısmına sadece:
SADE VATANDAŞ İÇİN EL FATİHA! Yazdılar…