Anlatın. Bana yıldızlı bir gecede yaşadığınız ya da yaşadığınızı sandığınız aşklarınızı anlatın.Bir başka deyişle düşlerle gerçekleri ayıramadığınız anları anlatın. Yaşamı sorguladığınız, zorların zorunu sırtlanıp yokuş yukarı çıkmaya çabaladığınız anları değil. Anlatın buğulu gözlerle O’nun sizi nasıl süzdüğünü, elindeki bir demet kırmızı gülü size sunuşunu, saçlarını meltemlerle dalgalandırışını anlatın. Ayrılıkları ve ölümleri değil. Gri bulutlu geceleri değil. Boşu boşuna biten yılları değil. Her biri sevda uğruna harcanmış gençlik günlerini anlatın. Susamayı değil de bol bol su içmeyi anlatın. Belki size komik gelir şimdi geçmişte yaşadığınız sevdalar. Ama onlar geçmişten geleceğe doğru uzanan mutluluğun yollarını bezeyen çiçeklerdir. Ya yaşamak gerekir ya düşlemek ya da dinlemek. Belki de bu yüzden anlatmalısınız. Bu yüzden ben de dinlemeliyim.