*Aralarında boşluklar olan tüm cümleler birbirinden bağımsızdır. Dada akımıı baz alınarak yazılmıştır. Bu yazılanlar 2009 yılı Haziran ayında, "Sivil-ce" adlı, kendi imkanlarım ile hazırladığım kitabımda yayımlanmıştır...



Zamanın
Kara Kutusu
Kelime


Çok şey var hatırlanacak hayatta,
Lakin yok unutulmayacak hiçbir şey...




Günde yüzlerde araba asfaltı,
Ezer...



Güneş her daim yüzümüze vurmaz güzelliğini.



Yatıp uyumak,
Çiçek kapanıverince de olur.



Ne güneşten vazgeçeriz ne aydan.
Usanırız ikisi arasında geçmek bilmeyen;
Zamandan.




Kör
Bakışını kaybetmez.



Durup dururken dışardan ses gelir.
...


Bir an dururuz
Biz durursak ayaklarımız da durur.
Bir an bile düşünmeyiz.
Ayaklarımızı.



Hiçbir zaman kimsenin yerinde olamayacağız!



Ateşten korkar, burnumuzun dibindeki tütüne saklarız.



Müslüman mahallesinde orospuluk yapar zaman. Şahsı değil fikri her evdedir.



Kimin kimi sevip sevmediği hiçbir papatyayı ilgilendirmez!



Renkleri görürüz önce.



Bir yerlere düşmekten çok korkarız.
Ana rahmine?



Denize düşen küçük taş batar, gemi durur. Bunu fizik açıklar. Ben dinlemem! Gördüğüme inanırım! Taş gemiden ağırdır...



Soğanı öldüren aşçıyı yakalamasınlar... Ne olur?



Balık unuttuğundan yaşar, insan unutamadığından...



Ölünce unutacak mıyız?
Her
Şeyi
Mesela...



Şimdi bir bıçak alıp, karnınıza saplasanız, acı mı duyarsınız, hayret mi edersiniz?



Saatler, günler, aylar, yıllar hepsi uydurmaca. Bizi durdurmaya çalışıyorlar.


Dünya dönüyor diye ölecek değiliz her halde?



Asıl kelime menfaat... Tam da göbeğinde duruyor ömrümüzün!


Bütün yazılanları gözden geçirmeden yeniden-yeniden yazıyoruz. Eminim birileri bizim düşündüklerimizi çok önceden düşündü;
-Başkabiraçıdanbakıyorumbenolaya!


En büyük ayrılık cümle kurmaktır. “Seni”den “seviyorum”u ne diye ayırıyoruz ki?
Seniseviyorum!


Oysaki kalabalık iyi değildir. Birileri çok önceden sizin basmak istediğiniz yerlere bastı!



O kadar çok insan var ki, kimseyi göremiyorum!



Hem dört duvar isteyip hem de pencereden bakan insanoğlu! Çelişiyorsun!


Bekleyin bakalım bir dakika geçiyor mu?...