Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Ömer Faruk Hüsmüllü
Ömer Faruk Hüsmüllü

Felsefe Kırıntıları-Skolastik

Yorum

Felsefe Kırıntıları-Skolastik

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

769

Okunma

Felsefe Kırıntıları-Skolastik


Birkaç skolastik düşünceye yer vererek konuya giriş yapalım:

-Doğrular kutsal kitaplarda gösterilmiştir. Çeşitli yollarla doğruları aramaktan vaz geçip, kutsal kitaplarda bildirilenleri yorumlamalı. Gerçeklere ancak bu yolla ulaşılabilir.
-Filanca bilim adamı, fizik (ya da başka bir bilim) konusunda bilinmesi gerekenlerin hepsini bulmuştur. Fizikle (ya da başka bir bilimle) ilgili konulara onun bilgileri ışığında bakmalı.
-Filanca savaşı askerler değil, evliyalar kazanmıştır. Nitekim düşman askerleri “bizi yenen Türk askeri değil, atlar üzerinde gelen, kılıçları çekili beyaz sarıklı, beyaz sakallı metrelerce boyları olan dedelerdir.” demektedirler.
-Aristo’nun tümdengelim yöntemi akıl yürütmelerimizde temel olarak alınmalıdır.
-Kilisenin gücü mutlaktır, bildirdikleri kesindir ve doğrudur. Tartışmasız kabul edilmelidir.
-Şunu şunu yaparsan dinden çıkarsın, cehenneme gidersin.
-Bunu yaparsan çarpılırsın.
-İbn-i Sina bütün hastalıkların tanı ve tedavisini bildirmiştir. Onun eserlerinden yararlanarak hastalıklara çare bulabiliriz.




Skolastik düşünceye okuyucuyu sıkmadan felsefi anlayışla da yaklaşalım ve birkaç tanım verelim:

-Skolastik genel anlamda kiliseye bağlı olan okullarda ve kilisenin otoritesini tanıyan üniversitelerde okutulan konular, uygulanan yöntem ve hakim olan zihniyet demektir.
-Herhangi bir felsefe okuluna sımsıkı bağlanıp kendini her tür eleştiriye kapamış olan bir otoriteye bağlanma zihniyetine de skolastik denir.
-Skolastik felsefe tam anlamıyla Anselmus’un felsefesidir. Bu düşünür Hristiyan dininin temel inançlarıyla yani dogmalarıyla Helen Felsefesi’ni uzlaştırmak için, eskilerin metinlerini kıyas yapa yapa genelleştirmekten ve tartışmaktan ibaret bir yöntem uygulamıştır. Bu yönteme de skolastik denir. (Bu yöntemi kullananların imdadına Aristo’nun mantığı yetişmiş ve bilhassa bu mantıktaki tümdengelim yöntemine başvurmuşlardır.)
-Bilimde Skolastisizm ise, eskiden her şeyi bilen bilim adamlarının bulunduğunu kabul ederek onların kitaplarını okuyup öğrenerek tüm bilim konularını bu doğrultuda değerlendirmektir.




Skolastik anlayışların ortak taraflarını da şöyle özetleyebiliriz:

1-Her skolastik anlayış bir otoriteye dayanır. Bu otorite;
-Bazen bir dindir
-Bazen kilisedir
-Bazen bir din adamıdır.
-Bazen bir filozoftur
-Bazen de bir bilim adamıdır.

2-Skolastik anlayış asla eleştiriye yer vermez. Çünkü buna izin verirse otorite eleştirilecektir ve bu eleştiriler de otoritenin gücünün azalmasına hatta ortadan kalkmasına yol açabilecektir. Tabii böyle bir sonuç da, o skolastik anlayışın sonu demektir.

3-Skolastik anlayışlar dogmatiktir. Yani hepsi bir düşünceyi tenkit süzgecinden, aklın tam kontrolünden geçirmeden olduğu gibi kabul ederler. Mesela otorite kabul edilen bir bilim adamının ortaya koyduğu düşünceleri tenkit etmek bu zihniyet için mümkün değildir. Hele hele dinsel dogmaları oldukları gibi kabul etmenin dışında başka hiçbir seçenek yoktur.



Sonuca gelirsek:

Günümüz Türkiyesi’ndeki olaylara, kısaca açıklamaya çalıştığımız Skolastik düşünüş açısından bir bakar mısınız?

Skolastik anlayış bazılarının zannettiği gibi sadece Ortaçağ’da görülmemiştir. İlkçağ’da da vardı, günümüzde de var. Tabii en yaygın görüldüğü dönem Ortaçağ olmuştur.

Bu anlayışın hakkını yememek için şunu da söyleyelim: Skolastik felsefe, insan zihnine “kılı kırk yaran” bir düşünme şeklini de kazandırmıştır.

*

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Felsefe kırıntıları-skolastik Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Felsefe kırıntıları-skolastik yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Felsefe Kırıntıları-Skolastik yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL