Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
buraak
buraak

ahmed bedevi hazretleri...kerameti

Yorum

ahmed bedevi hazretleri...kerameti

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

3646

Okunma

ahmed bedevi hazretleri...kerameti

ahmed bedevi hazretleri...kerameti

Mısır’da Kâdı’l-kudat olan Takıyyüddîn isminde bir zât vardı. Ahmed-i Bedevî hazretlerinin büyük bir velî olduğunu biliyordu. Fakat, buna Seyyid hazretleri hakkında uygunsuz sözler söylemişlerdi. Bu da yakından ve iyice anlamak için Seyyid hazretlerinin yanına geldi. Sohbet esnâsında bir ara Seyyid hazretlerine; "Sizin hakkınızda bana, uygun olmayan haberler geldi. Cemâate gelmediğiniz, hattâ namazı kılmadığınız oluyormuş. Bu, Resûlullah efendimizin sünnetine aykırıdır ve bu hâl, sâlihlerin hâli değildir." dedi. Buna üzülen Ahmed-i Bedevî; "Sus! Yoksa uçarsın." deyip, Takıyyüddîn’e sert bir nazarla baktı. Nazarın şiddeti ile kendinden geçenTakıyyüddîn bir anda kendisini uçsuz bucaksız bir sahrâda buldu. Kendi kendisini çok ayıplayarak ve kendi kendine çok kızarak; "Hey ahmak ve aptal kişi! Allah’ın dostlarında, evliyâsında kusur ve kabahat aramak senin ne haddine! Bu ıssız sahrâda kimsenin bulunmadığı bu yerde senin hâlin ne olacak?" diyordu. Ağlayarak, sızlayarak, Allah’ın rahmet ve magfiretine sığınarak "Lâ havle.." okuyordu. Kaynakwh: Kaynakwh: Seyyit Ahmet Bedevi H.Z ve kerameti Seyyit Ahmet Bedevi H.Z ve kerameti
Bu sırada çok uzaklardan bir kimse göründü. Gâyet heybetliydi. Takıyyüddîn, bu ıssız sahrâda bir insan ile karşılaşmanın sevinciyle ve kendisine yardımcı olur ümidiyle, o kimsenin yaklaşmasını heyecânla bekledi. Gelen kimse yaklaşınca, koşarak ellerine sarıldı ve ağlayarak kendisine yardımcı olmasını istedi. O heybetli kimse; "Söyle bakalım. Derdin nedir?" dedi.Seyyid Ahmed-i Bedevî ile arasında olan hâdiseyi anlatınca, gelen kimse çok hayret etti ve; "Hakîkaten sen, tehlikeli bir iş yapmışsın ve çok tehlikeli bir hâle düşmüşsün. Sen buranın Mısır’a olan uzaklığı ne kadardır, bilir misin?" dedi. Takıyyüddîn; "Ben buraları hiç tanımıyorum. Mısır’dan ne kadar uzakta olduğunu da bilemiyorum." deyince, gelen kimse; "Mısır ile buranın arası altmış günlük mesâfedir." dedi. Bunun üzerine Takıyyüddîn’in çâresizliği ve korkusu daha da arttı. Kendi kendine; "Allah’ın rızâsı için beni bu müşkül durumdan kurtaracak birisi yok mudur?" diye söylendi. Buralarda ölüp gideceğini düşünerek; "İnnâlillah..." okuyordu. Sonra yine o heybetli zâta yalvararak; "Allah’ın rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun. Sen bana yardımcı olamaz mısın?" dedi. O da; "Hiç korkma! İnşâallah selâmete erersin." dedi ve eliyle işâret ederek çok uzaklarda görülen bir kubbeyi gösterdi. "O kubbeyi görebiliyor musun?" dedi. Takıyyüddîn; "Evet." deyince, o kimse; "İşte, senin kendisine uygunsuz sözler söylediğin Seyyid Ahmed-i Bedevî hazretleri, ikindi namazını cemâatla orada kılar. Sen şimdi, haline tövbe istigfâr ederek oraya git! İkindi namazı vaktine yetiş. Orada cemâatle namazını kıl! Namazdan sonra Seyyid hazretlerinin elini öp, özür dile! O, inşâallah seni affeder ve Allah’ın izni ile seni memleketine ulaştırır." dedi.
Takıyyüddîn, bu zâta teşekkür ederek ayrıldı ve süratle o kubbenin bulunduğu yere gitti. Oraya varınca çok güzel bir câmi olduğunu gördü. İkindi namazı vakti olmak üzere idi. Abdest aldı. İçeriye girip oturdu. Biraz sonra hiç tanımadığı garib kimseler câmide toplanmaya başladı. Nihayet Seyyid hazretleri de geldi. Oradaki cemâate imâm oldu. İkindi namazını kıldılar. Namazdan sonra, Seyyid hazretlerinin eline sarılıp, özür dilemeye hazırlanırken Ahmed-i Bedevî; "Hızır aleyhisselâmın yardımı, yol göstermesi olmasaydı çok zor durumda kalmıştın değil mi?" buyurdu.
Bu kerâmet karşısında eski hâline daha çok pişmân olan ve kendi kendine daha çok kızanTakıyyüddîn; "Efendim! Ben hâlime tövbe ettim. Sizden çok özür diliyorum. Özrümü kabûl ediniz ve beni affediniz!" dedi. Seyyid hazretleri özrünü kabûl etti, sırtını sıvazladı. "Bir daha böyle düşünceleri kalbine getirme! Şimdi evine dön! Çocukların seni bekliyorlar." buyurdu. Takıyyüddîn; "Hay hay efendim! Bundan sonra hiçbir sözünüze ve hâlinize îtirâz etmeyeceğim. Allah’ın evliyâsında kusur ve kabâhat aramayacağım." dedi. Sonra bir anda kendisini Mısır’da evinin önünde buldu. Bu hâlin tesirinden uzun müddet kurtulamadı.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ahmed bedevi hazretleri...kerameti Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ahmed bedevi hazretleri...kerameti yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ahmed bedevi hazretleri...kerameti yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İhalil
İhalil, @ihalil
8.6.2010 08:37:06
Selamün aleyküm sevgili saygı değer çok kıymetli Kardeşim böyle her cümle birbirinden manidar ve ders verici bir hayat hikayesini bizlere okuttuğundan dolayı sizlere canı gönülden teşekkür eder Sizi ve sevdiklerinizi Yüce Mevlaya emanet eder,Rahmani yollarda her şeyin gönlünüzce olmasını dilerim Allaha emanet olunuz Allah yar ve yardımcınız olsun
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
7.6.2010 16:59:41
Beğeni:
0
Okunma:
3646
Yorum:
1
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL