2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1023
Okunma

İçinde yaşadığım insanlardan bir bölümünün gündelikçi davranışları, daldan dala birbirleriyle çelişen söylem farklılıkları “SEVDA”sız ve “SEVGİ”siz duruşları nedeniyle gezegenimin tehdit altında olduğunu algılıyorum. Tek umudum bunun her yerde böyle yaşanmadığını düşünmek ve benim gibi düşünenlerin var olduğunu bilerek mutlu olmak.
“SEVDA” ve “SEVGİ” bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin ortak ürünüdür. Bu üründen her kes yararlanabilirse kitlelerde etkileşim yolu açılır. Buda toplumsal bir oluşum sağlar ve her yerde karşımıza mutlu, yaşamı seven bireylerle olma sansımızı arttırır. Ben bu satırları yazarken umudumu ve düşüncelerimi güzelleştiren “DOST”lar güzelliklere ve “SEVDA”lara kim bilir kaçıncı kadehlerini kaldırıyorlardır. İşte olumsuzluklar arasında olumlu bir düşünce beni bu “DOST”ların “SEVDA”lı, içtenlikli, özlemli İstanbul boğazı kenarındaki özel bir mekânda karanlıklardan seçilmese bile onlarla berabermişçesine bir “ADA” seyrine taşıyor.
Bu güzellikli düşünceyle hayatın içinden bir sır vermek istiyorum. Bizi yaşamak istediklerimize götüren en kısa yoldaki zaman anlayışımızda yaşama “SEVDA”lı olmamız ve bunun getirisi olan “MUTLULUĞU” hissetmemizdir. Aklın bilinirliğinde ve bilinmezliğinde yayacağımız mutluluk ışınları yaşam deneyimlerimiz olarak bize geri dönecektir. Bu geri dönüş “SEVDA”larımızın noktalandığı mutluluk duraklarıdır. İşte bu duraklarda söyleyebileceğimiz şeyler inandığımız ve yapabileceklerimiz olmalıdır. Ben siz “DOST” lar gibi ruhumun çırılçıplak gerçeğinde yalın, özgür “SEVDA”larımı Zeytin bakışlı gülen gözlerin derinlikli bakışlarının noktalandığı yerde yaşama umudumu saklı tutarken her “DOST”un evreni cennet değerinde yaşanır, aranır “SEVDA”larla güzelleştireceği umudumu koruyacağım.
Bedri Demirpençe