15
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
3039
Okunma

Bazen insanları özellikle kadınları anlamakta güçlük çekiyorum. Bu kadar araştırmama rağmen bazen öyle akılalmaz şeylerle karşılaşıyorum ki ben bile hayretler içerisinde kalıyorum.
Bugün okuduğum haber de işte beni böylesi hayretler içerisinde bıraktı. İran’da kocası kendisini dövmüyor diye mahkemeye başvuruyor. Düşünebiliyor musunuz? Kadın özel olarak şiddet istiyor ve olmayınca mahkemeye kadar gidiyor. Ve kadın sonunda kocasını kendisine şiddet uygulaması konusunda da ikna ediyor. En önemlisi de mahkeme ’’evet, sana şiddet uygulamalı kocan ’’ diye de karar çıkartıyor. Olacak şey değil ! Bu nasıl bir kadın, nasıl bir eş ve nasıl bir hükümet?! Nasıl bir kanun?!
Bir laf var, ’’ imam sırıtırsa cemaat kırıtır’’, sanki bu laf böylesi aklı kıt insanlarımız için söylenmiş gibi değil mi sizce?
Yıllar önce izlediğim bir tiyatroda ise kadın kahraman oyunda espiri olsun diye şöyle diyordu; ’’Döv babacığım döv ! Halı dövüldükçe güzelleşirmiş’’. Espirisi bile bana çok banal geliyor.
Şimdi bu akılsız kızımızın mazoşist duygularından sıyrılıp gerçeklerden sözedelim biraz.
İsterseniz istatistiki olarak Şeriat kanunlarının hüküm sürdüğü İran’da kadının durumuna şöyle bir göz atalım;
---8 Mart 1979’dan sonra mecburi tesettür uygulamasına geçilmiş ve hala da devam etmektedir.
---Şeriat kanunlarından sonra kadına uygulanan cinsel şiddet uygulamaları oldukça artmıştır ve hatta kanunlaşmıştır. Örneğin, bu kanunlara göre erkek tarafından uygulanan cinsel tecavüz, çok eşlilik ve geçici nikah meşrulaştırılıp, kadını boşanma ve çocuğuna velilik etme haklarından yoksul bırakmıştır.
---Yine şeriat kanununa göre kızların evlenme yaşı 13 ve onların cezalandırma yaşını 9 olarak kabul edilmiştir.
---Kadınların yıllık geliri erkeğinkinin üçte biridir.
---Şeriat yasalarına göre kadınlara yönelik bir diğer ağır cezalandırma sisteminin adı recm’dir. Ayrıca taşla öldürmenin yanında asılarak öldürme de uygulanmaktadır.İran ceza yasalarına göre, recm cezası, erkek ve kadınlar arasında eşitsiz bir şekilde uygulanıyor. Bu cezayı alan bir kadın boynuna kadar toprağa gömülürken, erkek beline kadar gömülüyor. Suçlanan kişi, idam sırasında kaçmayı başarırsa özgür kalıyor. Ancak kadınlar boynuna kadar toprağa gömüldüğü için, erkekler gibi kaçma şansları yok. Recm sırasında atılacak olan taşların, ne iki atışta öldürecek kadar büyük, ne de hiç zarar vermeyecek kadar küçük olması da uygulamanın kurallarından...
---İran’da sadece Hatemi döneminde uygulanan 23 recm’in 16’sında kadınlar öldürülmüştür.
---Yakınlarda yapılan bir istatitiki bilgiye göre ise İran’da her 4 kadından biri psikolojik sorun yaşarken her üç kadından biri de tecavüze uğruyor.
---"Women against execution in Iran" (İran’da idama karşı kadınlar) örgütünün raporuna göre, 1981-2000 arasında 2 binden fazla kadın idam edildi. Örgütün yayınladığı listede Bin 428 kadının adı var, bunların arasında 187 tane reşit olmayan kız bulunuyor. Bu kızların 10 kadarı da 13 yaşından küçük olduğu söylenmekte.
--Bir koca herhangi bir kadınla birkaç dakikadan 99 yıla kadar süreli "geçici evlilik" yapabilirken (böylece zina yasal oluyor), kadın zina yaparsa kırbaçlanıyor ve bir vinçte de asılarak idam edilebiliyor.
---Kadınlar yargıç olamıyor, devlet başkanlığı seçimine giremiyor.
---İki kadının tanıklığı bir erkeğinkine eşdeğer.
---Tecavüze uğrayan kadınların korunması için yasal bir önlem yok. Tecavüz mağduru kadını namus adına öldüren babası, kocası ya da erkek kardeşi cezalandırılıp hapse atılmıyor.
---İran’da boşanan ya da dul kalan bir kadın, kız çocuklarının velayetini en fazla 7, erkek çocuklarının velayetini ise en fazla 2 yaşına kadar elinde tutabiliyor. Çocukların velayeti, bu yaştan sonra babalarına ya da babalarının ailesine geçiyor.
---İran’da geçerli olan yasalara göre, bir erkek öldüğünde, eğer çocukları varsa karısına mirasın sekizde biri, karısından başka yakını yoksa, sahip olduğu mirasın ancak dörtte biri kalıyor, gerisi de devlete aktarılıyor. Ayrıca kadına devredilen miras, emlak varlıklarını kapsamıyor.
Bu vermiş olduğum örnekler İran’da kadına yönelik yapılan haksızlıklardan sadece bir kaç örnek... Aslında böyle haksızlıkların hüküm sürdüğü bir ülkede bu kızımızın böylesi akılalmaz çıkışı pek de anormal gelmese de ben oldukça yalnış ve saçma buluyorum. Umarım bir gün kadın olmanın ne demek olduğunu öğrenir bu kızımız.
Şiddet nereden ve nasıl gelirse gelsin asla bir hak olamaz!
Şiddetsiz bir dünya için el ele...
Sevgilerimle...
Güldane Dal (20100522)