Yapraklardaki özel yapı; yaprağın hayat süresi, bulunduğu bölgenin iklim koşulları, böcek ve diğer hayvanlar tarafından saldırıya uğrama ihtimallerine göre değişiklik gösterir. Örneğin çobanpüskülü bitkisini ele alalım: Bu bitki, keskin dikenli yapraklara sahiptir. Ancak bu dikenli yapraklar, bitkinin sadece alt kısmındaki yapraklarda bulunur. Üst bölümdeki yapraklarda diken yoktur. Bu tasarımın önemli bir nedeni vardır; alt kısımda bulunan yapraklar, dikenli oluşları sayesinde yaprak yiyen hayvanlara karşı koruma sağlamış olurlar. Hayvanlar üst kısımdaki yapraklara ulaşamadıkları için, yukarıda bulunan yaprakların böyle bir önlem almalarına gerek olmaz. Pek çok bitki, saldırılara karşı korunmak için bu şekilde dikenler kullanır.

Dikenli yapraklara, her mevsimde yeşil kalabilen ağaçlarda da çokça rastlanır. Bu yaprakların çok özel bir yapısı vardır. İğne şeklindeki yapıları sayesinde kış aylarında donmaktan korunurlar. Kışın toprak donduğunda, sıvı kaybı olmaması için yaprakları kalın, mumsu bir tabaka ile kaplıdır.

Asma yaprağı ve boru çiçeği gibi tırmanıcı bitkilerin büyük bir bölümünün tabanı, kalp şeklindeki yapraklarla kaplıdır. Bu bitkiler tırmanırken kendi gövdelerini değil, bir başka bitkinin gövdesini kullanırlar. Tırmanıcı bitkiler, yapraklarını her zaman güneşe doğru çevirmek zorundadır. Ancak, sarıldıkları bitki üstten gelen ışığı engelleyeceği için yaprak, aynı seviyede kalmak yerine bitki sapına en uygun açıya doğru yer değiştirir, böyle bir durumda yapraklar yüzlerini güneşin geldiği yöne doğru çevirirler.

Dünya üzerinde sayamayacağımız kadar çok yaprak bulunur. Bu yaprakların her biri, ince hesaplar isteyen muhteşem tasarımlara sahiptir. Bu, Yüce Rabbimizin benzersiz yaratma sanatına delildir. Her türlü yaratmayı bilen Allah, üstün güç sahibi olandır. O’ndan başka ilah yoktur.