(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hangi ülkede doğarsan doğ farketmez her insanın kulanacağı üç dili vardır. Bir kabadil yani büyük dilimiz. İki yutak dili. Üç yüreğin dil. Kaba dilin kulananların hiç bir amacı yoktur,kırar,döker,yok edere,bir sarhoş misali. Küçük dili genelde ticaretle uğraşanlar,sermaye sahipleri,yararlanan ve sömürenler kulanır. Yüreğin dilini kulananların tek amacı vardır.Kırmaktan incitmekten ve kaybetmekten korkarlar,hep dost kazanmak peşindedir,eli yüreğinde ayağı frendedir. Üç insan türü vardır. Bircisi kar uğruna bomba üretip doğayı ve yaşamı yok edenler. İkincisi acıları dindirmek ,daha çok yaşatmak için ilaç üretep ömrünü bilime adayanlar Üçüncü insan türü ise üretmeye,dönek,kaypak ve asalaktır. İnsan oğlunun yürüdüğü iki yol vardır. Bir sermaye İki emek Her ikisinide vatanı yoktur. Sermayenin dili,dini, ırkı ve vatanı olmaza,nerede karına kar katcaksa yatırımını oraya yapar. Emek ise her yerde aynıdır,nerede yaşarsa yaşasın farklı eller tarafından sömürülür. Dünyada kar uğruna çok kanlar akıtıldı, Ülkmizde’de kanlar döküldü fazla geriye gitmeyeceğim tanık olduklarımı anlatacağım. Sağcı,solcu diyerek bir çok gencimiz hayatını kaybetti. Alevi süni diyerek kanlar döküldü. Laik anti laik diyerek döküldü. Kürt türk diyerek hala dökülüyor. Bu çatışmalarda hayatını kaybedenlerin içinde bir birokratın yakın bir zenginin çocuğu yoktu,varısa istisnadır,hepisi yoksul ve emekçi çocuklarıydı. Kimi gençler ülkenin özgürlüğü ve bağımsızlığı için canlarını verdiler. Diğerleride farkında olmadan zavalı halkı açlığa ,sefalete kölelik bir sistemi yaratmak karına kar katmak isteyenlerin oyununa geldiler,kendi ırkına ihanet ettiklerinin farkında değilerdi. Aynı koşullarda yaşıyorduk,dost olmamız gerekirken düşman olduk, iletişimsizlik hep düşmanlıklar doğurdu. Gelin artık birlik olalım kimsenin oyununa gelmeyelim çok filimler izledik aynı filimlere tekrar izlemeyelim! Hiç bir ırk üstün değildir! Ben aleviyim deyip kendimi birinci sınıf bir insan olarak ilan edersem,sünü kardeşim üzülmezmi,haksızlık olmazmı? Ben kürdüm dersem türk kardeşime üzülmezmi?cepe almazmı? Ben müslümanım,ben islamım dersem diğer dinlere mensup olan insanlar üzülmezmi? Ben beyazım dersem,siyahlar kızıldereliler üzülmezmi? Tanrı derki hangi koşullarda gelirsen gel ama kul hakıynan gelme,ön yargı kul hakkı değilmi? Benim doğduğum köy hem kürt hemde alevi! Toklucak(oluz) köyü hem süni hem türk! Kaleboğaz köyü hem kürt hem süni! Bu üç köy bir üçgenin birer kanadı gibi bir birlerine bağlıydı,ülkemizde onca yaşanan sağ,sol,alevi,süni,laik,antilaik,kürt türk çatişmalarının yanlış olduğunu sermayenin,faşizimin bir oyunu olduğunu bilidiği için bu üç köy de kimsenin burnu bile kanamadı,kırgınlık ve küskünlük olmadı! Toklucak köyü gökdere köyünün ağbisiydi,kaleboğaz köyüde küçük kardeşiydi! Bu üç köy bir birlerini seviyordu insanlar en çok sevdiklerini tanırlar! Temenim tüm dünya toklucak,gökdere ve kaleboğaz köyleri gibi dost olsunlar! Dost mahsuni şerif derki kapansın el kapılar bütün insanlar ellikten çıksın. Savaşsız barış dolu yeni bir dünya umuduyla tüm insanlara selamlar saygılar...... 18.05.2010 Aşur ŞAHİN
Bravo! Böyle güzel yürekler, aydınlık yüzler oldukça eminim birgün savaşlar da bitecek, yeryüzü seven ve sevilen insanların yaşadığı bir cennet olacaktır. Kalem tutan parmakların dert görmesin.
Çocukları oldüren bir zihniyet kendi geleceğini yokettiğin farkında değildir va cabası da var her ölüm/öldürülenin yakınlarının veya çevresindekilerin birer öfke olup başlarına yağmayacağına ne malum, ki her canlının bir sahibi vardır...
Ne çok hırs ne de çok sahiplenme içgüdüsü yeşerir ve bile bile üstüne gidilir ölümle pazarlıklar kavgasına ve an an düşündürürken bile, çok uzun yaşayacaklarmış gibi sonsuz hevesle yok ederler birilerini kendi yaşamsal kavga dedikleri amaç için.
Ölmesin çocuklar ve kan bulaşmasın karlarımız Bilir misiniz dağlar evimiz ve kınalı bebeklerimiz var...
Merhaba ... Bu kez yazına burdan yorum yapmak istiyorum. Yazdıklarından ne kadar duyarlı bir kişi olduğunu anlayabiliyorum. Eminim bir çok kişinin düşüncelerine de tercüman olmuşsundur. Ama bak hep aynı hatayı yapıyoruz. Hep genelleme; bana yazının özgün olmasını sağlayacak bir yer göster diye sorsam beni tatmin edemeyeceksin; çünkü yok. Nokta atışı yapman lazım. Yazı genellemeyle başlayıp genellemeyle devam ediyor ve bitiyor. Kime sesleniyorsun, ülke, isim, lider, kitle; insanlığa mı soruyorsun; ama insanlık bir gerçek kişilik değildir ki...İnsanlık bir kavramdır. Dünyaya mı sesleniyorsun; o da sadece bir kavramdır. O halde bana şunu söyleseydin, Türkiye de ırkçılık yapılıyor; bunu yapanlar da şu şu kişi veya kitleden olan insanlardır...Ben bu yazıdan daha fazla sonuç çıkartırdım...Bana Deniz Baykal bu ülke solunun başına yarım asırdır beladır ve ülke onun yüzünden gerçek demokratlığı göremedi, veya bu ülkede güneydoğuda bir savaş var bu savaşın sorumluları ve suçluları şunlardır...Etnik siyasetçiliği şunlar şunlar yapıyor deseydin yazını daha akademik bulurdum...
Barış...Çok yüzeysel ve içi boş bir kavram...İçini doldurmazsan ve yerele yani bölgeselliğe indirgemezsen hiç bir şey anlatamazsın ve çocuklar en çok zarar gören kitle...Ama nerde, onlar hangi coğrafyada katlediliyorlar ki sen bunu yazında netleştirmiyorsun.
Bu ülkede savaş günlük hayatımızın bir parçası oldu, öyle böyle bir savaş değil, çıkarlar ve etnik köken üzerine bir savaş var Türkiye de.Biz buna terör deyip de geçiştiriyoruz her zaman...Bu savaş sadece bu beş harften oluşan bir kelimeyle açıklanabilir mi?
Bu ülkenin generallerine bütün bu en son açığa çıkan şeylerden sonra güvenilebilr mi?
Herkesin, paşaların, askerlerin, istihbarat ajanlarının, kontrgerillanın, siyasetçinin ve daha bir çok menfaat gruplarının hayatlarımızı nasıl da gözlem altına alıp da, bize nasıl tehtitler oluşturduğunu, faili meçhul cinayetlere neden faili meçhul dendiğini, bu ihanet sarmalında güvenilebilecek hiç bir unsurun kalmadığını görmek gerekiyor ve bu da sistemin sözcülerine sunduğu olanaklar sayesinde oluşmaktadır...
O yüzden savaş da, katliamlar da hep onların not defterlerinde sıraya konmuş hali hazırda planlarıdır. Sistem bekçilerini böyle besliyor. Bütün dünya kapitalist ülkeleri böyle beslenir.
benim tepkim genelde savaşa özelde de çocuk ölümlerine.. çocuğun doğu- batı- kuzey- güney yönleri yok olamaz da. onun tek bir sıfatı var DÜNYALI.. ben çocuğu sizin gibi ülkelere bölgelere kıtalara sığdıramam kusura bakmayın.
çocuklar nerede katlediliyorsa tepkim o coğrafyaya. ister amerikalı olsun ister ortadoğılu , ister doğulu ister batılı ister türk ister kürt ister alevi , arap çerkez.. beni ilgilendirmiyor ırkı dini dili...
Arkadaşım yıllarca insanların bilincine ırkçılığı aşıladılar, ve böylece insanlar üstün ırkın kendileri olduğunu benimsediler. Ondan sonra diyer bütün ırkları yok etmenin yada kötü koşullarda çalıştırılıp onlardan yararlanmanın peşinden koştular, bu Hitler döneminin Almanya'sında Yahudiler üzerinde denendi, bugün ise o yahudiler, Filistin halkının üzerinde deniyor bu tür yöntemleri kendi ırklarını üstün görerek. Şimdi ise bizim ülkemizde böyle aşırı bir ırkçılığın yavaş yavaş tırmandığını görüyoruz, Ve bizim siyasetçilerimizde bu tür söylemlerde bulunarak biraz daha fazla oy alabilirmiyim diye kendi insanlıklarını ayaklar altına alıyorlar, ya bilmezlermi bütün insanlar bir anne ve babadan türemiş, peki nasıl olurda başkalarından üstün olarak görebilir kendi ırklarını, demekki tek bir anne ve babadan doğduklarına inanmıyorlar, kendi inançlarına ters düşerek. Kutlarım arkadaşım gerçekten çok güzel aydınlatıcı bir yazı olmuş, siz genelde çocuklara değinsenizde asıl mesele tabi ki onu doğuran nedenlerdir. Duyarlı yüreğini selamlıyorum.
sahi, siz neden analatacak bir şey bırakmadınız ? şaka bir yana..kendimi bildim bileli..hep düşünürüm..bu savaş zihniyeti nasıl bir zihniyet diye bu zihniyet nasıl gelişir nasıl büyür nasıl eyleme geçer..ve böyle bir zihniyetin gelişmesine..varolmasına sebep olan asil sebep ne ? çok sağlıklı fikirler edinemedim..değil aslında.. sindiremedim,kabullenemedim..böyle bir zihniyetin olamayacağını düşündüm hep, ama var ! peki varmı o zihniyetin tarifi ? sahi düşünebilen mahluklarmı onlar ? yok arkadaş yok konuşmakta zorlanıyorum...
GÜZEL BİR KONU İŞLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKÜRLERİMİ SUNARIM.BARIŞ KONUSUNA İZİN VERİRSENİZ BİR ŞİİRİMLE YORUM YAPMAK İSTERİM.
BARIŞ, OLSUN
Bir barış isterim! Dünyayı saran. Bir ülke isterim ! Barışa sarılan. Renklerimiz,dillerimiz,dinlerimiz! Bir olmasada Kardeşliğe, barış isterim. Emeklerde, barış Yüreklerde, barış Dillerde, barış Çocuklarımızın yarınlarına! Güneş gibi doğsun,adı barış..
Zulüm görenlere Zulüm edenlerden! İsterim barış.. Ülke...leri parsel parsel bölenlerden. Asit kuyuları açıp! İnsanı gömenlerden. Halk'ka işkence, eziyet edenlerden! Barış isterim,barış. Bir ülke isterim,sade bir, ırk olsun. Adı insan olsun. Bir dünya isterim! Adı BARIŞ olsun.....05 05 2008 kutup güldane
Savaşı Besleyeni beslemek ,Barışı sağlamak için Savaş açmak !! Hiç bir Kaynağın kaynağında barınamadığı safhalardayız...Dünya'nın Doğuracağı ne varsa Doğurmalı !! Savaş karşıtı Cümleleri besleyen bir yürek var yazının arkasında,bunun çilesini çeken,bir düşünce var...
Kapitalizmin çocuklarımıza vereceği herşey Savaş sebebidir...
Kuduz bir Köpeğin kudurduğu Nöbet anları gibidir,Gözü kararır ,kızarır sonra nefes nefese kalır...Su' dan korkar Güneşten kaçar...Aydınlıkdan nefret eder...Öyle bir Virüs'tür işte Kapitalist'in Vücudunu iradesini Emperyalist bir çehre bürür..
Dolunaylarda Kurt Adam olur...Gece Örümcek...
Suya Düşenin sarıldığı Yılandır...Karada bir Veba...Havada Korsan...
Bazen Tanrı olur tarafında olanlar için,Kul eder kendine Teslim olanları kendine...İbadetleri para için yaşamak ,kazanmak için çalışmak...Yaşamak İçin Öldürmek...
Kız çocuklarını daha küçük yaşlarda Oruspuluğa alıştırır,Sermaye eder yıllar sonra Film -Sinema ve Reklamlarında...
Tüketir insanın değerlerini servete dönüştürür...Sen ve her şeyin Sana dair her şey Kapitalist'in Politikasının Malzemesidir..Bazen sana tapar...Bazen sen Ona taparsın...Bazen seni kadına taptırır...
Yüreği devrimci / Gözleri anne /avuçları ise güllerden ve karanfillerden rengini almış insanlar tanıdım. İlyada 'da onlardan biri. İnsalık ailesine sorulacak soruları var İlyada'nın ve hepimiz adına biraz da dili.
"Çokluk-Mal-Yığmak-ve Sahip olmak tutkusu sizi öyle bir avucunun içine aldı ki Mezarlarınıza varıncaya kadar geberircesine biriktirmektesiniz( tekasur suresi 1-2)"
İlyada'nın sözlerini alın, ve insanlığın karşısında HAYKIRARAK okuyun. Vicdanlara inecek bir uyarı yumruğu olacaktır.
"Çocuklar için üzülmek kolaydır, ah bu katiller de bir zaman çocuktu! Katillere kızmak kolay, Oysa onlar da bir zamanların masum çocuklarıydı"
O halde Çocukları Katillere çeviren; Katilleri ise çocuklara... o güç ne? O sistem? İnsana ne oluyor böyle? Neen yapıyor bunu?
Anne babalar isterlerse susacak silahlar, bitecek tümden bu katliamlar. “Ağaç yaş iken eğilir” barış adına çocuğa yatırım yapmak savaş illetinin panzehiri olacak. Çocuğa ilk şeklini veren ona yön veren anne babalardır. Çocuklarımız yarının geleceğidir. Anne babalar çocuğa şekil ve yön verirken aslında gelecek topluma yön vermekte ona şekil vermekte.
Bilinçli sorgulayan araştıran duyarlı çevreci hümanist bir nesil yetiştirmek yeterli gelecek ütopya sandığımız savaşsız bir dünyanın temelleri için.
Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik Ancak bu arada çok basit bir sanatı unuttuk; kardeş olarak yaşamayı . Martin Luther King.
Adı şanı duyulmamış binlerce çocuk daha zulasını patlatmadı, onlar içlerindeki özgürlük türküleriyle sokaklarda, bayırlarda, dağlarda dolaştıklarında feryat figan barış türküleriyle bulutlara karışıp gökyüzüne yükseldiğinde ufukta doğan güneş en aydınlık ışıklarını şaçarak karanlıkları aydınlatanların üstünde dolaşacaktır ...
İlyada'cığım seni yüreğimin sesiyle çılgınca alkışlıyorum şu anda. Duyarlı yüreğin için tebrikler. Ben de savaşa karşıyım hele çocukların hunharca katledilmesine, bunları yapanlar insan olduğunu mu sanıyorlar. Çok güzel yazmışsın üstüne yazacağım şeyler gölgesi bile kalmayacak.. Her şeyi öyle güzel ifade etmişsin ki... Bunların yapan insanların "insanlığa davet" edilmesi gerek.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Şiirin sahibi
Cevap Yaz