Doygunluğumun bana bir çubuk kraker kadar yakın olduğu saatlerde; imkanları mahrumiyete çevirip ;
seni düşünüyordum.
Boynumun emir kipleri vasıtasıyla büküldüğü rutin saatlerden bunaldığım anlarımdaki düşünce mekanizmamın belkemiği; sabit noktadan ayıramadığım gözlerimdeki hayal mekanizmamca;
seni düşünüyordum
Gecenin bir yarısı yaptığımız halı saha maçlarının ardındaki susuzluğumu arsenik yoğunluğu dahilindeki
tazyik çeşmelerimde giderdikten hemen sonra çoğunlukça maruz kaldığım kişisel sendromlarımın sebebi; hayran kitleleri en az yüzbini aşan gereksiz laf kalabalıklarının bilakis nedenlerinin; beğenmediğim kalabalıklarına dahil olurken;
seni düşünüyordum.
İsyanlarımın ve hüzünlerimin monoton gereksizlik serüvenlerine konu olduğu zamanlarda ;
seni düşünüyordum
Kalemiminde görgü şahitliğiyle; nasır tutmuş ellerimi en sonunda beraate sürüklenen bir yolun
yolcularından ilan ederken;
seni düşünüyordum.
Denizden estiğine inandığım sibirya soğuklarının uyuşukluk zamanlarının nedenlerindeki uzak diyarların rüzgarlarını ve o rüzgara marus kalan kişilerin yaşamlarındaki olabilitesi en düşük ihtimallere dayanan hikayelere tahmin mekanizmamda sırdaş olurken ;
seni düşünüyordum
Odamın en sıcak ve en soğuk anındaki abartılı tarz farklılıklarının bir o kadarda kararsız yapısına marus kaldığım anlarda ellerimin kalemimle ısındığı şubat soğuklarında;
seni düşünüyordum
Tarzımın, yolda karşılaştığımız anlardaki gereksiz utanç darbelerinden kaynaklanan gözümün ilişiklik sorununa ister istemez değindiği anlardaki gibi yerindelik zamirinin en uzak ikliminin maruz kaldığı şehirlerde olduğunu hayal ediyorken;
seni düşünüyordum
Göğsümü kabartan ve sadece benim wolkmanın tayfası olduğuna inandığım şahsi karamsarlık ifadelerimin darbeleri altındaki içsel bölgelerimin ağrılarını dindirecek bir uyuşturucu sprey dozunda dahi olsa;
seni düşünüyordum.