ZOR BİR DÖNEM

Dr. Sadık Özen


Ülkem gerçekten zor bir dönemden geçiyor. Bir vatandaş olmamın dışında; bir insan olarak, birçok vatandaşım gibi, benim için de artık zor bir dönemin oluştuğunu görüyorum. Neden mi? Açıklamaya çalışayım. Ülkemi ve ülkemin insanlarını çok seviyorum. Demokratik-Laik bir Hukuk Devleti olan Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine, Atatürk İlke ve Devrimlerine yürekten bağlıyım. Bu bağlamda, Devletimizi oluşturan bütün kurumlara saygılıyım.

Vatandaşlarım arasında, her türlü ayrıcalığın ortadan kaldırılmasından, adalet ve eşitlik ilkelerine dayalı bir yaşam ortamının oluşturulmasından, ulusal birliğimizin sağlanması ve korunmasından yanayım. Ülkemde, bu ilke ve düşüncelerime aykırı girişim ve gelişimlerin olduğunu görmekten rahatsızlık duyuyor ve mutsuz oluyorum.

Cumhuriyetimizin temelini teşkil eden; anayasa, ordu ve yargı ile ilgili her gün yeni bir olumsuzluk çıkarılıyor ortaya. Cumhuriyetimizi kuranlara hiç hak etmedikleri hakaretler ediliyor. Ergenekon tertipleri, yeni ahlak dışı komplolarla devam ediyor. Demokrasi diye diye demokrasi katlediliyor. Ulusal değerlerimiz tahrip ediliyor, ya da satılıyor.

Her türlü çıkar duygusundan uzak, ülkemin ve ulusumun esenliği için; ilkelerim doğrultusunda makaleler yazarak, sorunlarımızı dile getirmeye, sahip olduğum bilgi ve deneyimlerimle halkımızı aydınlatmaya, görüşlerimi vatandaşlarımla paylaşmaya ve gerçekleri önlerine sererek uyuyanları uyandırmaya çalıştım. Bütün bunları kendim için vatandaşlık görevi saydım.

Bunu yaparken, bir taraftan da kendimi ifade etmeye ve beynimi boşaltmaya çalışarak rahatlıyordum. Ancak, gelişen olaylar karşısında, gösterdiğim bütün çabaların bir işe yaramadığını, boşuna kürek çekmekte olduğumu görerek, kendimi hüsrana uğramış olarak hissetmeye başladım. Bu nedenle artık siyasi mahiyette şeyler yazmamaya çalışacağım. Bunu başarabilir miyim bilemiyorum. Ama gayret edeceğim.

Ülkeme karşı sorumluluk taşıyan ve vatanım için görevlerim olduğunu düşünen bir kişiliğin sahibiyim. Kendimi ülke sorunlarının dışında tutmamın zor olacağının bilincindeyim. Üstelik, düşünen bir birey olarak, ilkelerim ve inançlarım doğrultusunda görüşlerimi yazıyla ifade edebilme alışkanlığı kazanmış bulunuyorum. Yapmayı düşündüğüm şey gerçekten zor.

Bu açıklamamın bir “geri çekilme” olarak nitelendirilmesini istemem. Atatürk’ün evlatları asla ricat etmezler. O’nun yolunda ve izinde, cumhuriyetimizin temel ilkelerini savunarak yoluma devam edeceğim.

Kültürel zenginliği o kadar büyük bir ülkede yaşıyorum ki, bu zenginlik içinde bana ilham verecek yeni kaynaklar bulacağıma eminim. Hepsi birbirinden değerli, anlamlı ve öğretici, her biri bir başka güzellikte atasözlerimiz var. Efsaneler, kitabeler, masallar, öyküler, fıkralar, halk ezgileri, destanlar ve şiirler, ulusal kültürümüzü daha da renklendiriyorlar.

Bütün bunlardan esinlenerek; kim bilir, duygularımı, bir başka biçimde, belki de daha rahat ve etkileyici olarak ifade edebilirim diye düşünüyorum.

En kısa sürede görüşmek üzere. Saygılarımla…

15.05.2010

www.fikirplatformu.net
www.edebiyatdefteri.com