Farkındalık....Ne muhteşem bir kelime...Renklerin, canlıların, yeryüzünün, ilişkilerin, güneşin, gecenin, nefes almanın, uykunun...çoğaltabiliriz..ne kadar farkındayız...?

Aynı ten, aynı kemik, aynı sıvıdan ibaret olan bizlerin, bir olaya bakışı, cisimleri farkedişi, yorumlayışı neden bu kadar farklı?

Sabah uyandığımızda, yataktan sağlam kalkmanın, güne bir tebessümle başlamanın neler yaratabileceğinin ne kadar farkındayız? Kimimiz neşeyle uyanırken, kimimiz tüm negatif enerjiyle kalkıp somurtarak güne başlamanın arasındaki farkın farkında mıyız?..

Hiç arkadaşı olmayan biri, yaşamında neler kaybettiğinin farkında mı acaba? Veya, arkadaşımızla bir yudum kahve içerken yaptığımız sohbetin, hayatımıza neler katabileceğinin farkında mıyız...?

Bir ağacın ilkbaharda uyanmasını farketmek, bir fidanın büyümesini farketmek, sonbaharda yağrakların düşüşünü farketmek, güneşin doğuşunu, batışını farketmek veya bütün bunları görüp farkedememek...İnsanoğlu neler kaçırdığını bir farkedebilse...

Nasıl dünyaya geldiğimizin, doğum anının, ilk nefes alışımızın farkında olabilsek....tıpkı, nasıl son nefesi vereceğimizin kesin olabileceğini farkedebilmek gibi...Ne müthiş bir mucize olduğumuzun farkında olabilsek...

Sevdiklerimize "Seni seviyorum" demenin, kızdığımız kişilere "neden kızdığımızı" yüzüne söyleyebilmenin, sevincimizi, üzüntümüzü paylaşabilmenin ne demek olduğunun farkında mıyız?

Fabrika dumanlarından, araba ekzostlarının bizi zehirlediğinden yakınırken, bir gecede lavların dünyayı nasıl etkiliyebileceğinden, bir depremle neler olabileceğinin, bütün bu tabiat olayları karşısında ne kadar küçük olduğumuzun farkında mıyız?

Ama ben, ne kadar çok soru sorduğumun farkındayım...

Sözün kısası, hayatı, renkleri, çiçekleri, sevgiyi, dünyayı, insanları herşeyden önemlisi kendinizi farkederek yaşayın....